Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
25°
Ara

Bu sessizlik bize yakışmıyor!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Bu sessizlik bize yakışmıyor!

Ekrem İmamoğlu, tam iki aydır tutuklu. “Halkın iradesine darbe” denilen o eski söylem artık sadece geçmişin değil, bugünün de gerçeği. Türkiye, seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanının cezaevinde olduğu bir döneme uyanıyor her sabah. Ama ne sokaklar eski kadar gürültülü, ne de vicdanlar artık eskisi kadar rahatsız. Garip bir sessizlik var ülkede. Alışmak mı? Kabullenmek mi? Yorulmak mı? Belki hepsi.

İmamoğlu’nun tutuklanması sadece bir ismin, bir siyasi figürün özgürlüğünden mahrum bırakılması değil. Bu, aynı zamanda milyonlarca insanın sandığa attığı oyun çöpe atılmasıdır. Ve bu çöpe atışın, ekonomiyle, hayat pahalılığıyla, adaletle, hatta bir bakkal defterinin kapanışıyla doğrudan ilgisi var. Çünkü adaletin olmadığı yerde ekonomi büyümez. Çünkü korkunun egemen olduğu yerde yatırım da gelmez, umut da yeşermez.

Bugün Türkiye’de manav tezgahında limonun tanesi 10 lira. Bir öğrencinin bir öğle yemeği 150 liraya mal oluyor. Asgari ücretlinin aldığı zam, market raflarına daha ulaşamadan eriyor. Faiz arttıkça enflasyon düşmüyor, tersine sanki inatla tırmanıyor. Ekonomi yönetimi, vatandaşa “sabredin” derken kendisi sabırsız bir şekilde günü kurtarmaya çalışıyor. Ama günler geçmiyor, günler ağır.

Ve bütün bu karanlığın ortasında, İmamoğlu hâlâ içeride. Onu ziyaret eden birkaç milletvekili dışında, toplumsal refleks cılız. Muhalefet sanki hâlâ 31 Mart 2024’ün travmasını üzerinden atamamış gibi. Sadece sandıkta değil, sokakta da kaybediyoruz. Oysa bu ülkenin sokakları, haksızlık karşısında susmayan insanların ayak sesleriyle doluydu bir zamanlar.

Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu bir sembol. O sembol, “Ben kazanırsam da kaybedebilirim” korkusunu her seçmenin zihnine kazımak istiyor. Sandığın gücünü gölgelemek istiyorlar. Ve ne yazık ki, bu gölge büyüyor. Büyüdükçe hem adaleti hem ekonomiyi boğuyor.

Şimdi sormak lazım: Bu sessizlik bize yakışıyor mu? Sustukça sıra kime gelecek? Yarın hangi belediye başkanı, hangi gazeteci, hangi yurttaş hedef olacak?

İmamoğlu için değil, bu ülkenin onuru için ses çıkarmanın zamanı. Bu gemi daha batmadı. Ama batmaması için birilerinin artık küreğe sarılması şart.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *