Özel’e Mandalinci’yi şikayet ediyorum!
2024 yerel seçimlerinde CHP’nin Bodrum adayı olarak seçilen ve gençliğiyle “yeni bir nefes” olacağı söylenen Tamer Mandalinci, aradan daha bir yıl geçmeden, bu görevin omuzlarına nasıl da ağır geldiğini açıkça göstermeye başladı.
Belediye başkanlığı, sadece koltuğa oturmakla yapılacak bir iş değildir. O koltuk; aklı, vicdanı, sabrı, hukuku ve hakkaniyeti beraber taşımayı gerektirir. Ama belli ki genç başkan, koltuğun ağırlığını taşıyamıyor. Çünkü kurduğu her cümle, aldığı her karar, kamu vicdanında yeni bir yara açıyor.
Son örnek, belediyede görev yapan çalışanların tanıdıkları doktorlar aracılığıyla iş görmezlik raporu aldığını iddia etmesi. Delil yok, belge yok, mahkeme kararı yok. Sadece dedikoduya dayalı, karalayıcı bir dil var. Sağlık çalışanlarını ve kendi mesai arkadaşlarını zan altında bırakacak kadar pervasız ve sorumsuz bir dil…
Üstelik bu, ilk değil. Daha önce de Bodrum Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü’ne bağlı Strateji Geliştirme Ofisi’nde görev yapan Özgür Aydoğar Yaşar, bizzat Mandalinci’nin imzasıyla Gündoğan Mahallesi’ndeki bir tuvaletin temizliğine gönderildi. Görevlendirme yazısı arşivlerde duruyor. Büro personeli olan bir kamu çalışanını “lüzum üzerine” temizlik işlerine vermek, hangi kamu yönetimi anlayışına sığar?
Bu sadece bir görev değişikliği değil; bu, açık bir aşağılama. Bu, “Ben istersem seni buradan alır, tuvalete gönderirim” demenin kurumsal kılıfıdır. Bu, gücün kibirle birleştiği yerde ortaya çıkan hoyrat bir tavırdır. Ve evet, bu, tecrübesizliğin ve özgüvenin dengesiz birleşimidir.
Sayın Mandalinci, genç olabilirsiniz. Ama gençlik; cehaletin mazereti değildir. Hele ki bir şehir emanet edildiyse size, o emaneti önce liyakatle, sonra nezaketle taşımanız gerekir. Sizi oraya getiren halk, sizden hesap sormayabilir. Ama tarih sorar. Vicdan sorar. Yarın sorar.
Belediyecilik halkla yürütülen bir iştir. Tehdit diliyle, “çalışmayanı yollarım” çıkışlarıyla, personeli korkutarak bir sistem kurulamaz. Belediye bir şirket değil, Bodrum da sizin oyun alanınız değil. Hele ki kamu emekçilerine sopa göstererek modern yönetim yapılamaz. Burada sevgi dili, kapsayıcılık, adalet ve en önemlisi tecrübe gerekir.
Tecrübe, sadece yaş almak değildir. Tecrübe, insanı yönetmeyi bilmek; önce insanı anlamaktır. Özgüven ile kibir arasındaki farkı gözetmektir. Bugün genç başkan imajı altında sunulan figür, eğer sadece güç kullanarak, tehdit ederek, küçümseyerek yönetmeyi biliyorsa, orada bir yanlışlık var demektir.
Genç başkan dedikleri bu olmamalıydı.
Birçok insan, gençlerin siyasette söz sahibi olmasını isterken, haklı bir umut taşıyordu. Ama bu umut, şeffaflık, liyakat, katılımcılık ve çağdaşlık üzerinden yeşerdi. Şimdi görüyoruz ki; gençlik, yalnız başına yetmiyor. Tecrübe yoksa, eğitim ve nezaket yoksa, gençlik; yönetilemeyen bir enerjiden ibaret kalıyor.
Sayın Mandalinci, siz belediye çalışanlarını ve sağlık emekçilerini zan altında bırakırken, aslında kendi yönetim kapasitenizi de ortaya koyuyorsunuz. Ve açık söyleyelim: Sınıfta kaldınız.
Bu tutumlarınız nedeniyle sizi CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e, Muğla Valiliği’ne ve Bodrum Kaymakamlığı’na da şikâyet ediyoruz. Çünkü mesele artık bir personel yönetimi sorunu değil, bir kamusal sorumluluk krizidir.
Şu soruyu tekrar sorma zamanı geldi:
Ne yaparsın Sayın Mandalinci? Yine tuvalet temizliğine mi gönderirsin?