Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Ara

Bir zamanlar 19 Mayıs

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Bir zamanlar 19 Mayıs

Bir zamanlar 19 Mayıs geldi mi, içimiz kıpır kıpır olurdu. Tatlı bir telaş sarardı okulları. Her sınıfın ayrı bir gösterisi olurdu, öğretmenler prova aralarında seslerini kısıp "çocuklar ciddiyet!" diye uyarır, biz ise ellerimizde bayraklarla prova yaparken bile heyecanlanırdık.

O gün statlara giden yollar bayraklarla donatılır, balkonlardan Atatürk posterleri sarkıtılırdı. Sabahın erken saatinde gösteride giyeceğimiz kıyafetleri bayram sevinciyle giyilir ve evden çıkılırdi. tribünlerde yerini alan ailelere karşı gösteri yapmak için sahaya inen biz gençlerin kalbi göğsünden çıkacakmış gibi atardı. Çok heyecanlıydık. Bu özel gün bize armağan edilmişti, biz gençlerindi.

Ve birden müzik başlardı... Hep bir ağızdan söylenen "Gençlik Marşı" statta yankılanırken, o an kimse çocuğunu değil, memleketin geleceğini izlediğini hissederdi. Biz ise sadece bir hareketi doğru yapmaya değil, Ata'mıza layık olmaya çalışırdık.

Bugün dönüp baktığımda anlıyorum ki, 19 Mayıs sadece bir bayram değilmiş; bir ruhun taşıyıcısıymış. Gençliğe inanan bir liderin, milletine duyduğu sonsuz güvenin simgesiymiş.

Tarihçesine uzanıp şöyle baktigimizda;

Her şey, 1935’te Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün düzenlediği “Atatürk Günü” ile başladı. O yıl yapılan etkinlikler Atatürk’ü derinden etkiledi. Gençliğe olan inancını her fırsatta dile getiren Atatürk, bu günün bir milletin yeniden doğduğu tarih olduğunu söylüyordu. Nitekim birkaç yıl sonra, 1938’de 19 Mayıs “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak resmiyet kazandı. 1981 yılına gelindiğinde, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı vesilesiyle bugünkü adını aldı: “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı.”

Ve belki de en anlamlısı; Atatürk’e doğum günü sorulduğunda o yıl, ay değil, bir gün söylemişti: "Benim doğum günüm 19 Mayıs’tır." Çünkü o gün sadece onun Samsun’a çıktığı gün değil, bir halkın yeniden doğduğu gündü.

Yıllar geçti, statlar sessizleşti, gösteriler azaldı belki... Ama ne zaman 19 Mayıs gelse, içimizde bir gençlik kıpırtısı başlar. Yaş ne olursa olsun, o gün yeniden umutlanır, yeniden başlarız hayal kurmaya.

Çünkü bu bayram sadece gençlerin değil, genç kalabilenlerin bayramıdır.

Ve biz… 19 Mayıs sabahı gökyüzüne bakan herkesin gözlerinde aynı ışığı görürüz.

Bağımsızlık, inanç ve sonsuz bir minnet ile Ata'mizi ve silah arkadaşlarıni sonsuz saygı ve minnetle anıyoruz.

Gençlerin ve genç kalabilenlerin bayramı bir zamanlarda değil yüreklerde hep kalması ile...


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *