Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
11°
Ara

Arabistan'a gül Türkiye'ye kız!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Arabistan'a gül Türkiye'ye kız!

Donald Trump, siyasetin Hollywood’u gibidir. Nerede görünse dikkat çeker, ne söylese manşet olur. Ancak bu defa attığı adımlar sadece spot ışıklarını değil, Ortadoğu’nun kaderini de yerinden oynatacak cinsten. Suudi Arabistan’la yaptığı son görüşmeler, sadece Amerikan kasasını değil, Türkiye’nin jeopolitik dengesini de ilgilendiriyor. Ve ne yazık ki yine masada değil, menüdeyiz.

Trump’ın Riyad ziyareti, askeri iş birlikleri, enerji anlaşmaları ve silah satışlarıyla süslenmiş bir şovdan fazlası değilmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ama perde arkasında bölgesel güç dengelerini yeniden dizayn eden ciddi pazarlıklar döndüğü açık. Körfez ülkelerine verilen yeni taahhütler, İran karşıtı eksenin güçlendirilmesi ve İsrail’in güvenliğinin yeniden dizayn edilmesi gibi başlıklar Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor. Ancak bizimkiler bu gelişmeleri ya anlamıyor ya da anlamazdan geliyor.

Şimdi soralım: Türkiye bu tabloda nerede? Cevap basit. Seyirci koltuğunda.

AKP iktidarı yıllardır izlediği dış politikayla Türkiye’yi yalnızlaştırdı. “Stratejik derinlik” adı altında uygulanan maceracı politikalar, Türkiye’yi bölgesel bir denge unsuru olmaktan çıkardı, oyuncu olmaktan seyirci konumuna itti. Bugün ne Arap dünyasında ne Batı’da ne de Doğu’da güvenilen bir partner değiliz. İşte bu yüzden Trump, masaya bizi değil, hakkımızda konuşacak olanları davet ediyor.

Trump-Suud ittifakı; İsrail’in güvenliği için İran’a karşı kurulan bir duvarın tuğlalarını döşerken, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarını hiçe sayıyor. Suriye’deki denklemde PYD’ye verilen destek, Irak’ta Türkiye’yi dışlayan yapılanmalar ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin enerji projelerinden tecrit edilmesi… Tüm bunlar bu yeni düzende Türkiye’nin pasifize edilmesinin parçası.

Ve asıl sorun şu: Türkiye’de bu gelişmeleri sorgulayan bir dış politika muhalefeti yok. Muhalefet partileri bile “yerli ve milli” söyleminin tuzağına düşmüş, dış politikayı iktidarın propaganda diline terk etmiş durumda. Oysa gerçek yerli ve milli duruş, emperyal pazarlık masalarında ülkesinin çıkarlarını savunmaktan geçer.

Trump’ın Riyad’la kurduğu sıcak ilişkiler, Türkiye için sadece bir diplomatik kayıptan ibaret değil. Aynı zamanda bölgesel yalnızlığımızın ve dış politikadaki iflasımızın resmi belgesidir. Ve bu belgenin altına imzayı atanlar bir gün halka hesap verecek. Çünkü bu halk, dış politikada bile ‘yalnız ve güzel ülkesinin’ yalnız bırakıldığını görüyor artık.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *