
Kültür baharı

SPORUN IŞILTILI YÜZÜ
1991 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Neslihan Ablay, hayallerinin peşinden gitmekten hiçbir zaman vazgeçmedi. Eğitim hayatının temellerini İstanbul’da atan Ablay, üniversite tercihini ise Amerika’dan yana kullandı. Kültürel zenginliği ve akademik çeşitliliğiyle öne çıkan ABD’de, önce Palm Beach State College’da, ardından da Art Institute of Miami’de Sinema Televizyon eğitimi aldı. Henüz çocuk yaşlarda kurduğu medya kariyeri hayalini gerçekleştirme yolculuğunun ilk adımlarını burada attı.

Önemli bir dönemeç
Amerika'da geçirdiği 5 yılın ardından Türkiye’ye dönen Ablay, kamera önü becerilerini geliştirmek adına Dialog Anlatım İletişim’de diksiyon, anlatım ve kendini ifade etme konularında eğitim aldı. Bu alandaki en saygın isimlerden eğitim alma şansı da, onu mesleki anlamda bir üst seviyeye taşıdı. Medya kariyerine ilk adımını Milliyet Gazetesi’nin web televizyonu olan Skorer TV'de attı. Buradaki 6 aylık staj süreci, onun için sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda spor spikerliği serüveninin kapılarını aralayan önemli bir dönemeçti. Spora olan derin ilgisi ve bu alanda kadın temsilini artırma arzusu, onu bu yolda daha da motive etti. Spor spikerliğini tutkuyla yapan Ablay, azmi ve disiplini sayesinde mesleğini tutkusu haline getirdi. Bugün geldiği noktada hem kendisine hem de mesleğine değer katan Ablay, medya dünyasında kadınların güçlü varlığını temsil eden isimlerden biri olarak yoluna emin adımlarla devam ediyor.
KÜRESEL HABERCİLİK
VE DIŞ POLİTİKA
Küreselleşme, son yılların en popüler ve etkili kavramlarından biri olarak uluslararası düzlemde farklı boyutlarıyla tartışılmaktadır. Kimi teorisyenler, küreselleşmenin tarihsel sürecinin yeni formlar kazanarak günümüzde de devam ettiğini savunurken; diğerleri, özellikle son çeyrek yüzyılda enformasyon teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte bu olgunun etkisinin daha da arttığını belirtmektedir. Ekonomik, politik, sosyolojik ve kültürel açılardan toplumları derinden etkileyen küreselleşme, medya alanında da büyük dönüşümlere yol açmış ve “küresel habercilik” kavramını beraberinde getirmiştir. Bu dönüşümün medya ve uluslararası ilişkiler ekseninde ne şekilde tezahür ettiğini irdeleyen Küresel Habercilik ve Dış Politika, Paradigma Akademi Yayınları etiketiyle yayımlanmıştır. Kitabın yazarı Dr. Ekin Bahar İlik, küresel haber medyasının ülkelerin dış politikaları üzerindeki etkisini incelerken, aynı zamanda medya içeriklerinin dış politika söylemleriyle nasıl biçimlendiğine dair önemli örnekler sunuyor. Eserde, bir yanda ulus-devlet sınırlarının silikleştiği ve tek tip bir medya yapısının ortaya çıktığını savunan görüş; diğer yanda ise dış politikaların medya içeriğini şekillendirmede hâlâ belirleyici bir unsur olduğunu ileri süren yaklaşım karşı karşıya getiriliyor.

MEDYANIN PARLAYAN YÜZÜ
Türkiye’nin genç ve yetenekli medya profesyonelleri arasında hızla yükselen bir isim: Büşranur Çakır. Hem akademik eğitimi hem de uluslararası deneyimleriyle medya sektöründe sağlam adımlarla ilerleyen Çakır, kamera önü başarısı ve etkileyici sunum tarzıyla dikkat çekiyor. 1996 doğumlu olan Büşranur Çakır, medya ve iletişim alanında güçlü bir altyapıya sahip. Atlantic University Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünden mezun olduktan sonra, medya alanında uluslararası bir perspektif kazanmak için Londra’da medya seminerlerine katıldı. Türkiye’ye döndüğünde ise Başkent İletişim Akademisi'nde diksiyon ve etkili konuşma üzerine aldığı eğitimlerle kamera önü becerilerini daha da geliştirdi. Doğal, akıcı ve etkili anlatımı sayesinde izleyiciyle güçlü bir bağ kurabilen Çakır, iletişimi bir sanat olarak görüyor ve bu alandaki yetkinliğini her fırsatta ortaya koyuyor.
Yeni bir yıldız doğuyor
Şimdi ise kariyerinde yeni bir dönemeçte! Ünlü medya kuruluşu Number1 ile yaptığı iş görüşmesi olumlu sonuçlanan Çakır, önümüzdeki günlerde demo çekimine katılacak ve ekranda izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Etkileyici sunum tarzı, özgün yüzü ve kendine has enerjisiyle medya dünyasında fark yaratacağı şimdiden belli. Pozitif enerjisi, güçlü vizyonu ve ışıltılı duruşu ile yalnızca bir ekran yüzü olmanın ötesinde, sektöre ilham veren bir isim olmaya aday. Çocukluk yıllarından itibaren insanlarla iletişim kurmayı, bilgi ve duygularını aktarmayı bir tutku haline getiren Çakır, şimdilerde bu tutkusunu profesyonel bir kariyere dönüştürmenin heyecanını yaşıyor. Kamera önündeki doğallığı ve etkileyici diksiyonu, onun en büyük artılarından biri. Medya sektöründe güçlü bir kariyer inşa etmeye hazırlanan Büşranur Çakır, hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada adından sıkça söz ettirecek gibi görünüyor. Göz kamaştıran enerjisi ve yeteneğiyle onu ekranlarda daha sık görmeye hazır olun!

SİNEM ÇOL'DAN
TAŞ RÖLYEF SÜRPRİZİ!
Başarılı sunucu ve medya yöneticisi Özde Sinem Çol, bu kez sanatsal bir alanda adım attı. Mimar ve Sanat Koçu Esra Paylaşan ile birlikte, ilk kez taş rölyef sanatını deneyimleyen Çol, bu süreçte hem içsel bir keşfe çıktı hem de yaratıcı yönünü daha derinlemesine keşfetti. Çol, taş rölyef sanatını “ruhsal bir arınma ve içsel bir keşif” olarak tanımlıyor. Medya dünyasında yıllarca estetik bakış açısını başarıyla sergileyen Özde Sinem Çol, bu kez sabır ve zanaat gerektiren rölyef çalışmasıyla farklı bir ifade alanı buldu. Doğal taşlarla gerçekleştirdiği bu özel denemede, sadeliğin içindeki gücü ve derinliği yansıtarak, taşın şekillendirilmesi sürecindeki özenini izleyenlerle paylaştı. İlk taş rölyef çalışmasında, Esra Paylaşan’ın rehberliğinde taşla kurduğu bağ dikkat çekiciydi. Esra Paylaşan, Özde Sinem Çol’a sanat koçluğu yaparak, ona yaratıcı süreçlerinde eşlik etti. Deneme olmasına rağmen ortaya çıkan eser, hem teknik hem de estetik açıdan büyük beğeni topladı. Özde Sinem Çol, bu sanatsal deneyimi ve süreci şu şekilde yorumluyor: “Hayatın hızlı akışından bir an kopup, sadece anda kalabilmek. Taş rölyef, bana hem medyanın stresinden uzaklaşmak hem de yaratıcı yönümü yeniden keşfetmek adına harika bir fırsat sundu.”

112 ÜLKEDEN 112
KADIN SANATÇI
Sanatın evrensel diliyle kadınların gücünü ve mirasını görünür kılmak amacıyla düzenlenen Art Connects Women 2025 etkinliği, bu yıl 8. edisyonuyla 8-11 Nisan tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşti. UNESCO çatısı altında faaliyet gösteren ZeeArt tarafından düzenlenen organizasyon, 112 ülkeyi temsil eden 112 kadın sanatçıyı bir araya getirdi. Etkinliğin bu yılki ana teması “Leave a Legacy – Bir Miras Bırakın” oldu. Dubai Uluslararası Finans Merkezi’nde (DIFC) sanatseverlerle buluşan uluslararası sergi, DIFC Sanat Geceleri ile aynı döneme denk gelerek kente adeta sanatın ve kadın yaratıcılığının damgasını vurdu. Türkiye’yi temsilen etkinliğe davet edilen sanatçı Pınar Tuba Biçmen, “Tulû” adını verdiği Şahmeran temalı eseriyle sergide büyük ilgi gördü. Kadim mitlerin modern sanatla buluştuğu bu özel çalışması, bilgelik, dönüşüm ve kadınların şifa gücünü yansıtan simgesel bir eser olarak öne çıktı.

RAGSANA BABAYEVA
Sanat, sadece bir meslek değil; bir yaşam biçimi, bir duruş ve aynı zamanda bir ruh halidir. Bu anlayışla hayatını tiyatroya adayan Ragsana Babayeva, hem Azerbaycan'da hem de uluslararası düzeyde dikkat çeken bir sanatçı olarak öne çıkıyor. 1988 doğumlu olan Babayeva, 2009 yılından bu yana sahne sanatlarının içinde, tiyatronun kalbinde yaşıyor. Azerbaycan Devlet Kültür ve Sanat Üniversitesi Tiyatro Yönetmenliği Fakültesi mezunu olan Babayeva, mezuniyetinin ardından Azerbaycan Devlet Kültür Merkezi'nde yönetmen ve tiyatro topluluğu lideri olarak görev aldı. Aynı zamanda devlet organizasyonlarının sanatsal düzenlemelerinde de aktif olarak yer aldı. İş hayatı boyunca birçok devlet tiyatro festivalinde yer aldı, sahnelediği oyunlarla çeşitli başarı diplomalarına layık görüldü. Vatan sevgisini yansıtan eserleriyle her yıl asker ve subaylar karşısında sahneye çıkarak takdir topladı; bu özel temalı çalışmaları da çok sayıda teşekkür belgeleriyle ödüllendirildi.

İÇSEL UYANIŞA
REHBERLİK
“İnsan, kendi içinin derinliklerine indikçe evrenle bağ kurar.” diyor Seray Arsal... 1988 doğumlu, İstanbul’da yaşayan araştırmacı yazar ve spiritüel eğitmen Arsal, yıllardır ruhsal farkındalık, kadim bilgiler ve bilinç dönüşümü üzerine çalışmalar yürütüyor. Bireysel spiritüel yolculuğunu kalemiyle birleştiren Arsal, hem yazıları hem de danışmanlıkları aracılığıyla binlerce insanın içsel uyanışına rehberlik ediyor. Regresyon terapisi, Akaşik Kayıtlar, geçmiş yaşamlar, şamanik semboller, ruhsal sözleşmeler, kadim uygarlıklar ve kolektif bilinç… Seray Arsal’ın ilgilendiği başlıca alanlar arasında yer alıyor. Aynı zamanda bireysel danışmanlıklar da sunan Arsal, danışanlarıyla geçmiş yaşam travmaları, karmik döngüler ve ruhsal görevler üzerine derinlemesine çalışmalar yapıyor. Özellikle yıldız tohumları ve dünya dışı bilinçler üzerine Türkiye’de nadir bulunan saha çalışmalarında yer alarak bu alandaki bilgiyi zenginleştiriyor.