Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
25°
Ara

Gelmeyen bahar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Gelmeyen bahar

Mayıs ayı geldi çattı. Takvim yaprakları baharı işaret ediyor ama bu ülkenin insanının yüzünde hâlâ kış mevsiminin gölgesi var. Sokaklar kalabalık, evler dar, ruhlar yorgun. Gökyüzü mavi ama insanlar gri. Çünkü bu ülkede güneşin doğuşu bile artık politik.

Bir yanda ekonomik krizle cebelleşen milyonlar, diğer yanda sokağın sesinden bihaber siyasetçiler. Kimi market raflarında zam yağmuruna yakalanmış, kimi seçim vaadiyle “iyi havalar” bekliyor. Ama bu ülkede hava durumunu Meteoroloji değil, Merkez Bankası belirliyor artık. Dolar düştü mü, halk güneşli; çıktı mı, fırtına uyarısı veriliyor.

Yerel seçimlerin üzerinden aylar geçti ama sandığın yankısı hâlâ sokaklarda. Kazananlar kutlamayı, kaybedenler kabullenmeyi bitiremedi. İstanbul’un göbeğinde hâlâ pankartlar asılı; sanki birileri zamanın donduğunu düşünüyor. Ama hayat durmuyor. Ay sonu geliyor, faturalar geliyor, ama ne gelen bir çözüm var ne de giden bir kibir.

Bir de dış politikada esen sıcak-soğuk rüzgârlar var. Gazze’den Ukrayna’ya kadar her yerde Türk halkının vicdanı devreye giriyor. Ama içerde o vicdan, en çok da açlığa ve adaletsizliğe karşı sus pus olmuş. Çünkü insan bir yandan açken, diğer yandan zalime “dur” diyemez; önce karnını doyurur, sonra cesaretini.

Velhasıl, bahar gelmiş diyorlar. Ağaçlar çiçek açmış, kuşlar ötmüş. Fakat bu ülkenin çiçeği umut, kuşu adalet, güneşi huzur. Onlar da bu iklimde pek zor tutunuyor. Gerçek bahar, ne takvimle gelir ne de hava sıcaklığıyla. Bu topraklara bahar; adalet geldiğinde, vicdan konuştuğunda, gençler kaçmak yerine kalmak istediğinde gelir.

Yani sormak gerek: Bahar geldi mi gerçekten, yoksa sadece hava mı ısındı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *