Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Ara

Ekmekçilere bile verecek paramız kalmamıştı! (2)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Ekmekçilere bile verecek paramız kalmamıştı! (2)

Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler, Millî Mücadele için Anadolu’ya geçtikten sonra maddi kaynak sıkıntısı baş göstermişti. Mücadele için para gerekmektedir. Atatürk, bankalara borçlanmaya kesinlikle karşıdır ve etrafındakilere de yasaklamıştır. Birkaç örnek vermek gerekirse; Erzurum’dan Sivas’a giderken yaşanan para sıkıntısı Binbaşı Süleyman Bey’in verdiği dokuz yüz lirayla çözülür. Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri de kendi aralarında topladıkları bin lirayı Atatürk ve heyetine verirler. Otomobillerin benzini Sivas-Amerikan Okulu müdürlüğünce karşılanır. Sivas Osmanlı Bankası Müdürü’nden bin lira ödünç alınır. Hacı Bektaş Dergâhı Şeyhi Cemalettin Efendi de Atatürk’ün heyetine para yardımı yapanlardandır. Yoksulluk öyle bir boyuta çıkmıştır ki Ankara’da BMM açılışında, yeni sivil elbisesi olmadığı için Erzurum Valisi Münir Bey’in “İstanbulin” denilen takım elbisesini giyen Mustafa Kemal Paşa’ya, uzun ceket ve reye pantolon bol gelmiştir.

Yeni Türkiye’nin kuruluşunu temsil eden Meclisin açılışına, kurucusunun “emanet” elbiseyle katılması, Millî Mücadele’nin nasıl bir yokluk içinde kazanıldığına dair gurur verici bir örnektir. Mazhar Müfit Kansu yaşadıkları yoksulluğu; anılarında şöyle anlatmaktadır: “Aylarca sabahları bir bardak çay ile bir dilim ekmek yedik. Bütün paramız; yol için yirmi yumurta, bir okka peynir ve on ekmeğe yettiğinden bunları aldırdık. Ekmekçilere bile verecek paramız kalmamıştı. Benim bir kürküm vardı. Erzurumlu Nafiz Bey’e müracaat ederek sattırılmasını rica ettim. Nafiz Bey, ‘Ocak ayı içindeyiz, ne giyeceksin?’ diye satmamakta ısrar ettiyse de ne olursa olsun kulağıma giremezdi. Aç mı kalacaktık? Nihayet onu da sattık. Kimsede satılacak bir şey kalmadı. Paşa ile bu hususta bir çare bulamayarak, ‘hele sabah olsun’ diyerek odalarımıza çekildik. Ankara’ya geldiğimiz zaman hemen bir hafta, bizi belediye besledi!”

Kansu; Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya geldiğinde, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’nin tüccardan toplayıp kendisine verdiği bin lirayla biraz olsun nefes alabildiklerini ancak Müftü Efendi’ye ikram edecekleri bir fincan şekerli kahvenin dahi olmadığını üzülerek ifade edecektir. Rıfat Börekçi, eşi ile birlikte biriktirdiği cenaze parası olan bin iki yüz lirayı da Millî Mücadele için bağışlamıştır. Günümüzün, kendilerine hediye edilen milyarlık zırhlı araçlarıyla gezen diyanet başkanlarını düşününce, Rıfat Börekçi gibi din adamlarını her zaman rahmet ve minnetle anmak gerekiyor.

Bu Cumhuriyet, Mazhar Müfit Kansuların paltosu, Mehmet Rıfat Börekçilerin kefen parasıyla kuruldu.

Ankara’da Meclis coşkusu yaşanırken İstanbul’da Damat Ferit, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere beraberindekileri de kapsayan idam fermanı çıkartır. Vahdettin hiç bekletmeden kararı imzalar; idam cezası ile de yetinmeyip Mustafa Kemal Paşa’nın rütbesini yarbaylığa indirir. Tüm bu ihanetlere rağmen Türkün Millî Meclisi açılmış ve Cumhuriyet’in ilanına giden aydınlık yol görünmüştür. Ama öncelikle düşmanı Türk yurdundan bütünüyle atmak gerekmektedir. Bunun için tüm hazırlıklar sürdürülmektedir. Elbette o zafer günü çok uzakta değildir.

Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıktığı ilk günden itibaren arkasına daima milleti ve Türk ordusunu almış, hukukî duruma uygun hareket etmiş; halkın iradesini yansıtacak bir Büyük Millet Meclisinin açılması için mücadele vermiştir. 24 Nisan günü Meclis’te yaptığı teşekkür konuşmasında sarf ettiği şu sözler onun değer verdiği tek kavramın millet sevgisi ve takdiri olduğunu en güzel bir şekilde ifade etmektedir; “Benim için dünyada en büyük mükâfat, milletin en ufak bir takdir ve iltifatıdır…”

Türk’ün son Meclis’inin açılışına giden o zorlu süreci burada kısaca vermeye çalıştık. Yazıyı, çağlar üstü lider Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Nisan 1920’de milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmadan bir bölüm ile bitirelim: “Bu dakikadan itibaren teklif ediyorum: Derhal memleketin mukadderatını üzerinize alınız! Bütün bu Meclis bütün manasıyla sorumlu olmak lazım gelir. Millet bizi ancak bunun için gönderdi; bizi buraya beş kişinin eline milleti terk edelim diye göndermemiştir!”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 105’nci yıl dönümü kutlu olsun!Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz. Vatan size minnettardır.

Yararlanılan kaynaklar:

- Canan Murtezaoğlu- Tülay Hergünlü, “Hiçbir Şey Bitmedi”, Cinius Y. 2023

- Tülay Hergünlü, “İngiliz Sicimi’nden Amerikan Bezi’ne; Türkiye’nin Hafızası (1914-1920)” Klaros Y. 2022

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *