Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Ara

Pazar yanıyor kimin umrunda

YAYINLAMA:
Pazar yanıyor kimin umrunda

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte geleneksel fırsatçılıklarda aldı başını gitti. Vatandaş pazara boş fileyle gidip pazarı gezip dönüyor amiyane tabiriyle “Dostlar alışverişte görsün.” Asgari ücrete yapılan zammın daha maaşlar elimize geçmeden eridiği gibi vatandaş şimdiden önümüzdeki aylarda nasıl yaşayacağını düşünmeye başladı. İşin görünmeyen tarafında ise buu rezilliği hayat pahalılığını görmezden gelen umurunda bile olmayan AKP iktidarı var. Bugün yaşadığımız ekonomik buhranın sebebi de sorumlusu da 23 yıldır bu ülkeyi tek başına yöneten AKP iktidarıdır. Bugün ülkedeki asıl kaos milletin topyekûn yokluğa, yoksulluğa terk edilmesidir. En düşük emekli aylığının 12 bin 500 TL, yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak açıklanırken, memura yüzde 11.54 zam vermek, emekliye verilen sözleri tutmamak asıl kaostur. Milletin yanında olmak yerine, kaosu yaratanlardan yana olanlar patrondan yana olan işbirlikçilerdi.

 

Akıl vermek bedava!

 

Söz ekonomiden yoksulluktan açılmışken yeri geldi söylemeden geçmeyelim. İktidar partisi AKP'nin Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş asgari ücrete ve emekli aylığına ek zamma ilişkin olarak, “Asgari ücrete 10 bin lira zam yapıldığında kimse 3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasıyla tasarruf edeyim demez” dedi. Vallahi de billahi de böyle dedi. Hem de milyonlarım gözünün içine bakarak söyledi. AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, katıldığı bir canlı yayında ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Asgari ücrette yüksek oranlı bir artışın enflasyon üzerindeki etkilerine değinen Elitaş, bu tür bir zammın kısa vadede refah seviyesi artışı sağlasa da uzun vadede ekonomik dengesizliklere yol açacağını belirtti. Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, asgari ücrete ve emekli aylıklarına ek zam gelip gelmeyeceğine yönelik olarak, “Diyelim ki 22 bin 100 lira veya 30 bin lira maaş alan bir kişiye 10 bin lira zam yaptığınızda; bunun 3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasıyla tasarruf edeyim demez. 10 bin lira veya daha fazla olsa 15 bin lira da yapılsa eskiden kalmış eksik gördüğü ihtiyaçlarını bir an önce gidermenin yoluna gider” ifadelerini kullandı.

Elitaş daha sonra bu durumun mal ve fiyat dengesini altüst ederek enflasyona baskı unsuru oluşturacağını öne sürdü. Elitaş, yapılacak zamla birlikte refah seviyesinin ilk anda artmasıyla bir mutluluk yaşanacağını ancak gelecek süreçte bu durumun mutsuzluğa dönüşeceğini dile getirdi.

Mahalle yanıyor!

Elitaş'ın açıklaması ezilen her gün yoksullaşan 60 milyona yakın insanla adeta dalga geçmek oldu. Hani derler mahalle yanarken kızımız saçını tarar ya. bizimki de o örnek anlayacağınız. Sanki emekli işçi yoksul der üstü Murad üstü de zam yapılırsa enflasyon azarmış. Yahu enflasyon hem de TÜİK'e göre son bir ayda yüzde 5 arttı. Daha neyin peşindesiniz siz... Bugün ülkemizin en can yakıcı sorunlarından biri olan ekonomik buhran karşısında vatandaş çok büyük bir çaresizlikle karşı karşıya. Daha geçen hafta, büyük bir zincir marketin çöpe atılmak üzere ayırdığı sebze-meyve kasalarının başında biriken vatandaşların çöp bidonlarını talanaını içimiz acıyarak izledik. Bir vatandaşımızı, ‘Her gün her şeye zam geliyor. Çalışmak için iş de bulamadım’ diyerek hayatına son verecek kadar çaresiz bırakan ve tüm bunlar olurken bir de üstüne vatandaşa zam yapmamanın gerekçesini, ‘Zaten tasarruf yapmazlar’ diyecek kadar küstahlaşan bir siyasi anlayışın adıdır AKP.

İşte o araştırma

Geçen gün gazetemizde de manşet olmuştu. KONUTDER'in araştırmasına göre her üç kişiden biri İstanbul’da gelecekte barınma sorunu yaşayacağını düşünüyor. Barınma sorununa ilişkin endişenin varlığı alt gelir gruplarında daha yüksek düzeyde görülüyor. İstanbul halkı “Konutu bir güvence ve yatırım aracı” olarak görüyor. Katılımcıların yüzde 81,1’i konut yatırımını mantıklı buluyor. Yüzde 87 gibi bir çoğunluk çocuğuna veya gelecekte olabilecek çocuğuna bir ev bırakmayı öncelikleri arasına alıyor. İstanbul halkı kiracı olmaktan mutsuz ve barınma endişesi duyuyor. Yıllar içinde ekonomik sebeplerden düşen talep ve üretim yetersizliği, konut sahiplik oranının düşmesine ve buna paralel olarak kiracı oranının ciddi bir artış göstermiş neden oldu. Bunun somut yansımaları da araştırmada şöyle öne çıkıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *