İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun, İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanmasının ardından CHP'nin miting ve buluşmaları devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in vefatı nedeniyle ertelenen miting, bugün saat 20.30'da Avcılar Marmara Caddesi'nde düzenlendi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Avcılar düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi"nde yaptığı konuşmada, "Bu meydanda heyecan var, cesaret var, haklılık var. Bu meydanda ahlaki üstünlük var, psikolojik üstünlük var, çoğunluk enerjisi var çünkü haklıyız" dedi. Özel, 31 Mart yerel seçimlerinde 33 yaşındaki Utku Caner Çaykara'nın Avcılar Belediye Başkanı seçildiğini belirterek, Çaykara'nın otobüs üstünde bulunan eşi, annesi, babası ve kardeşini mitinge katılanlara tanıttı. Özel, kendisine "ceketini çıkar" diye seslenen yurttaşlara, "Ceketi çıkarmam, ceketi çıkarıp, kolları sıvayacağı dışarı çıkaracağız, o gelecek yapacak onu" yanıtını verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avcılar'da toplanan kalabalığa seslendi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara yanıt veren Özel'in konuşmasında öne çıkan ifadeler şöyle;

- Utku'ya kefilim, Ekrem Başkan'a kefilim. Ey Erdoğan, bana diyorsun ki, 'Etkin pişmanlıktan yararlan, onları bırak'. Ben, ne Utku'yu, ne Ekrem Başkan'ı ne diğer 11 belediye başkanımızı tanıdığım güne pişman değilim. Onları atadığım güne pişman değilim. Onlara sonuna kadar kefilim. Ama şunu biliyorum, sen anayasaya aykırı olarak İstanbul'a atadığın başsavcıyı tanıdığın güne de atadığın güne de ona güvenmeye de bin pişmansın, bin pişmansın. Çünkü, iftirayla, kara çalarak, lekeleyerek sonuç almaya çalışmak korkaklıktır. Biz, meydandayız, karşındayız. Gel, mücadele edelim ama gizli tanıklarla, yalancı şahitlerle, itiraf dediğin iftiralarla insanlara zorla 'Şuraya imza at, evine git, çocuğuna kavuş' diyerek yapılan şantajlarla adalet olmaz, adalet olmaz.

- Gençlere güvendik, inandık. Avcılar'dan, bu büyük meydandan bu ucunu bucağını göremediğim bu kalabalıktan, Avcılar'ın, İstanbul'un AK Partili gençliğine sesleniyorum. Partiniz kuruldu, 23 yıl boyunca seçimlere girdi, çıktı, birinci parti oldular. Biz, 47 yıl boyunca birinci parti olamadık. Suçu ne seçmene attık, ne olmayacak işlere kalkıştık. Kusuru kendimizde aradık, çalıştık, uğraştık, en sonunda gençlerle, kadınlarla büyük bir değişimi ve büyük bir başarıyı yakaladık. 23 yıldır Sayın Erdoğan'ın partisi ilk kez seçim kaybetti. Bizim 47 yıl gösterdiğimiz sabrı, metaneti, seçmene saygıyı 47 ay gösterecekti. Cumhurbaşkanlığı seçim takviminin başlamasına 47 ay vardı. Bırakın 47 ayı, 47 gün sabretmediler. Şimdi Sayın Erdoğan, 23 yıldır maç yaptığımız sahadan topu koltuğunun altına almış, saraya götürüyor. 'Artık maç yok' diyor. 'Ben bu topu keseceğim' diyor. 'Kendimde oynamam, kimseye de oynatmam çünkü artık kazanamıyorum' diyor. AK gençliğe sesleniyorum, gidin Erdoğan'a deyin ki, 'Topu ver, biz gideceğiz CHP'yle maç yapacağız.' Eğer topu alır gelirseniz belki bir maçı kaybedersiniz, belki iki maçı kaybedersiniz ama siyaset tarihine kazanınca oynayan kaybedince kaçan topu kesenlerden değil, demokratların arasında geçersiniz. Bir siyasi partinin demokratlığına seçimi kazanınca ne yaptığıyla karar veremezsiniz. Kazanmak kolay, zor olan mağlubiyeti kabullenebilmek. Bir seçim kaybedip de, bu şekilde çamura yatarsanız, tarihe korkaklar olarak geçersiniz, korkaklar olarak. Korkaklarla değil cesurlarla, haklılarla birlikte mücadele edelim.
"Utku'nun suçu Avcılar'da rekor kırmakmış"
- En gencimizi aldılar, göz bebeğimizi aldılar. Haksız ithamlarla içeride tutuyorlar. Aziz İhsan Aktaş, TBMM'de, Yargıtay'da, THY'de, üniversite hastanesinde, bir sürü bakanlıklarda AK Parti'deki dünya kadar belediyede iş yapan birisi. Bunların hiçbirisine bakmıyorlar. Bunu suç örgütünün başı diye operasyon başlattılar. Suçunu itiraf etti diye bunu saldılar, iftira attığı kişileri içeride tutuyorlar. Suç örgütünün başı dışarıda, suç örgütünün elemanları dışarıda, bizim belediye başkanları içeride. Utku'yu neyle suçluyorlar biliyor musunuz? Güya, Aziz İhsan Aktaş seçimden önce CHP'nin Avcılar İlçe Başkanlığı'na bir tane seçim arabası yollamış, 1,5 ay o araba kullanılmış. Utku'yu sadece bu ifadeye dayanarak içeriye koyuyorlar. Peki, bu adam daha sonra Avcılar'dan ihaleyi almış mı? Almamış. Utku ile arasında bir temas olmuş mu? Olmamış. Utku'nun suçu neymiş? Avcılar'da rekor kırmakmış, Avcılar'a hizmet etmekmiş. Utku'nun ne evi var, ne arabası var. Olmayan malı aklama suçundan içeride tutuklu tutuyorlar. Eğer, Utku bu meseleden bir gün tutuklu kalacaksa, AK Partili bütün siyasetçiler ömür boyu müebbet hapis yatarlar.
"En lüks aracı altına çektireceksin"
- 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni aldık. 879 araç kayıp. Nerede bu arabalar? 59'u AK Parti il başkanlığında. 42'si AK Parti seçim çalışmaları için ilçelere verilmiş. TÜGVA'dan, Okçuluk Vakfı'ndan çıktı. TBMM'nin şimdiki başkanına bile İBB'den araç vermişler. O zamanki görevi sırasında kullansın diye. Araçlardan bir tanesi de en lüksü de Akın Gürlek'ten çıktı. Bugün açıklama yapıyor, 'Belediyeler, adliyeye araç verir'. Verir, servis aracı veriyoruz. Sen, o dönem muadilin hakimler Renault Fluence'e binerken İBB'den en lüks aracı altına çektireceksin, 540 gün kullanacaksın, sonra Utku Caner Çaykara'nın haberi olmadan sokaklarda anons yapan seçim arabasından tutuklama yapacaksın. Yazıklar olsun.
"İmamoğlu onu yenecek diye bu zulüm yapılır mı"
- Geçen hafta bu saatlerde burada olacaktık ama mitingi iptal etmek zorunda kaldık. Çünkü kardeşim, genç, 40'lı yaşlarında mimar Ferdi Zeyrek, önce hepimizi çok üzen 3 günü bize yaşattı sonra da hakkın rahmetine kavuştu. Onu uğurladık. En yakınımdı, tertemizdi. Sütte leke var, Ferdi'de leke yok demiştim. Sütte leke var Utku kardeşimde de leke yok. Böyledir bizim gençlerimiz. CHP'lilik böyledir. Sırf Tayyip Erdoğan seçimi kazanamayacak diye, sırf İmamoğlu onu yenecek diye, bundan bir sonraki cumhurbaşkanı milletimiz takdir ederse Ekrem İmamoğlu olacak diye bu zulüm yapılır mı?"
- Bu iktidar, yoksulların feryadını duymayan, gençlerin taleplerini duymayan, esnafın sorunlarını görmeyen, emekliyi, asgari ücretliyi görmeyen, duymayan bir yönetim anlayışına sahip. Ocak ayında 22 bin liralık asgari ücrete itiraz etmiştik. O asgari ücret, TÜİK'e göre bile beş ayda 3 bin 300 TL eridi, 19 bin TL'ye düştü. 14 bin 500 TL'lik emekli maaşı 12 bin 300 TL'ye düştü. Erdoğan'ın en çok kızdığı altın hesabı. Altın hesabını bırakırsam emekliyi senin vicdanına bırakmış olurum. Altın hesabını bırakırsam asgari ücretliyi kaderine terk etmiş olurum. Bundan 23 yıl önce Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu, bugün en düşük emekli maaşı 2 çeyrek altın alıyor. 8 çeyrek altından iki çeyrek altına düştük AK Parti iktidarında. Asgari ücretli 7 çeyrek altın alıyordu AK Parti geldiğinde, şu anda 3 çeyrek altın alabiliyor.
"Direnişimizi göstermeyenleri millet yanında istemiyor"
- Avcılar'ı gören var görmeyen var, bir de göstermeyen var. 19 Mart darbe girişimini destekleyip, 23 Mart'ta darbenin püskürtüldüğünü görmeyenleri, Saraçhane'de 7 gün 7 gece direnişimizi göstermeyenleri artık bu millet yanında istemiyor, ekranda istemiyor. Bizi görmeyen NTV var ya. O NTV, sizin tarafınızdan yerin dibine batırıldı reytinglerde, elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık. Almanya'dan bunların bayisi oldukları Volkswagen, Audi, Skoda'yı belediyelerimie sokmuyoruz. Ne zaman bu bayilikler Doğuş Grubundan alınır ya da Doğuş Grubu ne zaman vicdana gelir, o zaman alırız o arabaları. Bu boykot işi başlarken kendiliğinden gençlerin başlattığı bir şey oldu. Bir kahve zinciri bütün kampüsleri ele geçirmiş, çok pahalı noktaya fiyatları getirmiş, gençler zaten onu boykot edermiş. Bağırdılar, başta anlamadım, sonra siz istiyorsanız yapalım dedik. Perişan olmuşlar, perişan. Şöyle bir noktaya geldi iş. Bu şirket diyor ki, 'Biz hata yaptık, gençleri üzdük, siz de boykot yaptınız, boykottan beteri başımıza geldi. Dükkanın içine Mustafa Varank girdi, o gün bittik biz'. Bu şirket perişan durumda. Bu şirket geldi, 'Bizi affedin, boykotu bitirin' diyor. Ben başlatmadım, ben bitiremem dedim. Bunların şubelerinin olduğu kampüslerdeki öğrencilere gençlik kollarımız gidiyor, bu firma gidecek öğrencilere, kampüste yüzde 50 mi indirim yapacak, yoksul binlerce gence burs mu verecek, 23 Mart gecesi ve devamında tutuklanan gençlerin uğradıkları zararlarına mı sahip çıkacak... Eğer gençleri ikna ederse beni eder. Etmezse yolu açık olsun. Kimse benimle doğrudan konuşmaya gelmesin. Üniversiteliler 'Biz bunları affettik' derse o zaman bir daha düşüneceğiz.
"O seçim kazanılacak, İmamoğlu cumhurbaşkanı olacak"
- Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizi kurduk. Partinin koordinasyonunda Türkiye İttifakı’na inanan herkesin desteğiyle büyüyecek. İktidar programımızla milletin huzuruna çıkacağız. Bunun için hep beraber, adayımız içeride de olsa Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi ile başlayıp, sonra bütün Türkiye’ye yayıp, bu ülkeyi bu zorluklardan nasıl kurtaracağımızı, nasıl yöneteceğimizi, nasıl milletin yüzünü güldüreceğimizi bütün Türkiye’ye anlatacağız. Seçim ne gün olursa olsun o güne kadar durmadan, yılmadan, yorulmadan dünya siyaset tarihinin en büyük kampanyasını yapmaya hazır mıyız? O zaman buradan hep beraber seslenelim: ‘Ey Erdoğan, ben milletim. Ben milli iradeyim. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. O sandık gelecek, o seçim kazanılacak, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak.'