Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
15°
Ara
Damga Genel KADEM'den 'Şiddete Karşı Hep Birlikte' Kampanyası

KADEM'den 'Şiddete Karşı Hep Birlikte' Kampanyası

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde 'Şiddete Karşı Hep Birlikte' sloganıyla toplumun tüm kesimlerini mücadeleye çağıran Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM)'in yeni kampanyasının yüzü Kenan İmirzalıoğlu oldu. Kamu spotuyla duyurulan bu çağrıya İmirzalıoğlu ve eşi Sinem Kobal’ın yanı sıra pek çok ünlü isim destek verdi

Okunma Süresi: 4 dk

Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) 'Şiddete Karşı Hep Birlikte' adını verdiği kampanya, KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Av. Dr. Canan Sarı, kampanyanın yüzü olan oyuncu Kenan İmirzalıoğlu, gazeteci Fulya Öztürk ile akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, medya mensupları, ünlüler ve çok sayıda davetlinin katıldığı bir toplantıyla tanıtıldı. 'Şiddete Karşı Hep Birlikte' sloganıyla toplumun tüm kesimlerini bu konuda farkında olmaya’ ve mücadele etmeye davet eden kampanyada, Birleşmiş Milletler’in kadına yönelik şiddetle mücadele için önerdiği turuncu renkteki noktalar kullanılıyor. Özel olarak kampanya için tasarlanan ve kadına yönelik şiddete hep birlikte 'dur' deme iradesini temsil eden Turuncu noktaların yaygınlaşmasıyla toplumun ortak duruşunun ifadesi edilmesi amaçlanıyor.

İnanılmaz zor

KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Önce merak, sonra farkındalık yayılır. Birkaç kişinin başlattığı o küçük hareket, bir anda bütün toplumu ayağa kaldırabilir. Bir şey mi oldu, bir tehlike mi var? İşte şiddetle mücadelede en çok ihtiyacımız olan refleks tam olarak bu. Kaynağına bakmadan, kim yaşadı demeden, içimizden gelen o hemen yardım etmeliyim, sesine kulak vermek. Bir kişinin çığlığını, bir toplumun vicdanına dönüştürmek. Bir kadının yardım çağrısına, bir kadının şiddete maruz kalmasına, bir kadının tehdit altında olmasına hep birlikte başımızı çevirip aynı ciddiyetle bakmak. Belki de toplumsal dönüşüm tam da böyle başlar. Bir kişinin yöneldiği yerin, bir toplumun bakmaya cesaret ettiği yer olmasıyla. İşte biz 12 yıldır KADEM’de bunun için mücadele veriyoruz. Her bir kadının yaşadığı acının üstünü örten sessizliği kaldırmaya, görünmeyeni görünür kılmaya, fark edilmeyen yaraları toplumun kalbine taşımaya çalışıyoruz. Kolay mı? Değil. Hatta bazen inanılmaz zor” dedi.

Bu çok ciddi bir iş

“Öncelikle şiddetin ne olduğunu anlatıyoruz ve bu çok ciddi bir iş. Hangi tutum ve davranışların şiddet olduğunu, kadınların şiddetten korunmak için neler yapabileceklerini tek tek anlatıyoruz” diyen Bayraktar, “56 şehirde temsilcilerimiz var. Bu şehirdeki gönüllülerimiz, çalışanlarımız köy köy, ev ev dolaşarak kadına şiddete karşı toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmak için çabalıyorlar. Fabrikalara gidiyoruz, iş yerlerine gidiyoruz, kadınların öğle arasında, molalarda, bazen bir okulda küçücük bir sınıfın içinde. Bu hayati bilgilere erişebilmeleri için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Faillerin hak ettikleri cezayı alması, başta 6284 olmak üzere ilgili tüm yasaların gerçekten caydırıcı bir şekilde uygulanması için savunuculuk faaliyetleri yapıyoruz. Kadına yönelik şiddetin yalnızca kadın ve erkek arasında yaşanan bir sorun olarak görülemeyeceğini biliyoruz. Şiddete tanık olan herkesin sorumluluk alıp harekete geçebilmesi için toplumsal bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

KADINLAR BUNU HAK ETMİYOR!

Sokak'ta tanımadığı Can Göktuğ Boz’un samuray kılıcıyla öldürdüğü Başak Cengiz’in annesi Beyhan Cengiz de "Özellikle kadınlarımız en çok güvende olması gereken yuvalarında en yakınları tarafından şiddet görmekte. Siyasi görüşü, yaşam tarzı, ırkı, dini davranışları ne olursa olsun hiçbir kadın bunu hak etmiyor. Meclisimiz kadına yönelik yeni kanunlar çıkartması, hakim, savcı avukatların bu konudaki gayretleri, sivil toplum kuruluşların çok önemli çabaları, caydırıcı farkındalık açısından çok önemli olsa da maalesef yeterli değil. Zaten adalet arayışı ihtiyacı duyulduğunda çok değer verdiğin evladın ahirete gitmiş, toprağa girmiş demektir. Bizler evlatlarımıza gereken değerin verilmesini, yaşamlarını zorla elinden alınmadan korunmasını istiyoruz" diye konuştu. 2020 yılında Muğla’da öldürülen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin de “Her gün haberlerde okuyoruz; çocuklar, kadınlar öldürülüyor. Elbette üzülüyoruz ama sadece üzülmekle kalıyoruz. Benim tek isteğim adalet. Çünkü cezalarımız caydırıcı değil. Ben 6 yıldır hukuk mücadelesi veriyorum ama maalesef hâlâ bir sonuca ulaşamadık. 61 yaşındayım. Olayın olduğu gün dişlerimle fındık kırıyordum, bugün ağzımda tek bir diş bile yok. ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ derler ya. İşte o mücadeleyi 6 yıldır veriyoruz ama hâlâ netice yok” dedi. DHA


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *