İşçinin sabrı tükendi

İşçiler, sabahın erken saatlerinde toplandıkları meydanda taşıdıkları döviz ve pankartlarla taleplerini dile getirdi. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Artık oyalamayın, işçinin sabrı tükendi” gibi sloganlar, eylemin ruhunu yansıttı. Üzerinde “Bakan Şimşek vicdanın varsa sızlasın. Sen 38 bin lira maaşa tersane işçisi olur musun?” yazılı büyük pankart dikkat çekerken işçiler, kendi maaş bordrolarını da bu pankarta bastırarak görünür kıldı. “Savunma işçisi geçinemiyor”, “KÇP tavizsiz imzalansın” gibi ifadeler taşıyan dövizler de alandaki işçinin halini ve talebini yansıtan dövizler oldu.

Sadaka değilse nedir?
Basın açıklamasını Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya yaptı. Kamu işçilerinin zam beklentilerinin açıkça görmezden gelindiğini ifade eden Yalçınkaya, hükümetin sunduğu yüzde 16’lık teklif için “Bu teklif sadaka değilse nedir?” diye sordu. Açıklamada, tersane işçilerinin ülke savunmasındaki yerine dikkat çeken Yalçınkaya, “Havada, karada, denizde görev yapıyoruz. Kritik projelerde, savaş araçlarının bakımında, ülkenin bekası için emek harcıyoruz. Bizi bu ülkenin yükünü çeken insanlar olarak değil, ucuz iş gücü olarak görmek istiyorlar” dedi. Yalçınkaya, “Bu kadar düşük ücretle yaşamaya çalışmak yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda insani bir krizdir. Primler dahil mali ve özlük haklarımızda iyileştirme yapılmadığı sürece iş yerlerimizden ayrılmalar sürecektir. Savunma sanayi işçileri olarak görev bilincimizle hareket ediyoruz ama emeğimizin karşılığı verilmedikçe bu yük sürdürülemez” diye konuştu.