İstanbul’a kayyum mu geliyor!
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan "casusluk” soruşturması kapsamında dün (26 Ekim 2025 Pazar) İstanbul'daki Çağlayan Adliyesi'nde ifade verdi. İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Marmara (Silivri) Cezaevi’nden Çağlayan’a getirildi.
İmamoğlu ile birlikte 15 kişi; terör örgütü FETÖ’cülerin kullandığı ‘Baylok’ yazılımına benzerliği olan ‘Wikr’ yazılımını kullanmakla suçlanıyorlar.
İddia şu ki; "İstanbul Senin" ve "İBB HANEM" seçim propagandaları adı altında, İstanbul’da yaşayan yurttaşların verilerinin yabancı kaynaklara sızdırılması.
Soruşturmanın dikkat çeken yönlerinden birisi de, casusluk faaliyetlerinin seçim süreçlerini manipüle etme amacıyla kullanıldığı ve Hüseyin Gün'ün, yabancı istihbarat servisleriyle işbirliği içinde 2019 yerel seçimlerinde seçimlerin manipüle edilmesine katkıda bulunduğu iddiasıdır.
"İstanbul Senin" Uygulaması: Bu uygulama üzerinden 4.7 milyon kişinin kişisel verilerinin yabancı ülkelere aktarıldığı öne sürülmüş.
"İBB HANEM" Uygulaması: Bu uygulama aracılığıyla da 11 milyon kişinin sandık verilerinin program dışına sızdırıldığı iddia edilmiş.
Necati Özkan'a Talimat İddiası: Gün'ün, İBB danışmanı Necati Özkan'a "talimat verir vasıfta görüşmeler" yaptığı ifade edilmiştir.
Yanardağ'ın Rolü: Merdan Yanardağ'ın da bu süreçte rol aldığı, Hüseyin Gün'den menfaat temin etmek suretiyle seçim sürecinin basın ayağını organize ettiği savunulmuştur.
Soruşturma, sadece casusluk ve seçim manipülasyonuyla sınırlı kalmamış, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) uygulamaları üzerinden veri sızdırıldığı iddialarını da içermiş.
*
Şüpheli Hüseyin Gün'ün incelenen WhatsApp'taki konuşmalarında, 08 Ağustos 2019'daki kayıtta "W'ye bak" şeklinde mesaj gönderdiği ve yapılan çalışmada, "W" olarak tabir edilen ibarenin "Wickr" isimli FETÖ mensupları tarafından kullanılan "Bylock Talk And Chat" tarzı dışarıdan erişilemeyip üst düzey gizliliğe sahip kriptografik haberleşme programlarından olduğu tespit edilmiş.

Peki İmamoğlu neyle suçlanıyor?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı casusluk soruşturmasına dair 24 Ekim’de yaptığı açıklamada, 4 Temmuz’da tutuklanan ve terörle irtibatlı olduğu iddia edilen Hüseyin Gün ile İmamoğlu’nu ve iletişim danışmanı Hüseyin Gün’ü ilişkilendirdi. Başsavcılığın açıklamasında 2019 seçimlerinde “yabancı istihbarat servisleri ile iştirak halinde seçimlerin manipüle edilmesi noktasında faaliyette bulunulduğu ve casusluk suçunun işlendiği” iddiası yer aldı.
*
Hüseyin Gün’ün iş insanı adı altında istihbarat servisi elemanı olarak faaliyetlerde bulunduğu, kriptolu haberleşme programı kullanarak "Jupiter1881" kullanıcı adıyla görüştüğü "Bluestar81" rumuzlu kişinin İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması şüphelilerinden Necati Özkan olduğu tespit edildi. Gün’ün İBB’nin veri tabanını resmi yetkisi olmadan kopyalama girişiminde bulunduğu da belirlendi.
Ü.D.A isimli şahıs, üvey babası Hüseyin Gün'ün İsrail, İngiltere ve ABD lehine ajanlık faaliyeti yürüttüğünü ihbar etmiş.
Hüseyin Gün'e ait dijital materyallerde sivil şahısların temin edemeyeceği askeri mühimmat ve silahlara ait fotoğraflar ve İsrail'de askeri/siyasi alanda faaliyet gösterdiği düşünülen vatandaşlara ait pasaport fotoğrafları da bulunmuş.
Bu soruşturma İBB’ye kayyum getirir mi?
Bu “casusluk” iddiası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve özellikle Ekrem İmamoğlu hakkındaki kayyum atama ihtimalini güçlendirebilecek bir unsur olarak değerlendirilebilir
Soruşturma, kamuoyunda oldukça ciddi bir suçlama olarak algılanıyor; yani “terör örgütüyle bağlantı” veya “yabancı istihbarat servisleriyle iş birliği” gibi piyasada kayyum için değerlendirilen bazı kriterlerle benzer potansiyel içerikler taşıyor.
Böyle bir suçlama veya soruşturma süreci, ilgili kurumların ve hukuk sisteminin belediye yönetimine dair risk değerlendirmesini etkileyebilir. Yani kayyum ataması için gerekli görülen şartlardan birinin varlığı olarak değerlendirilebilir.
*
Kısaca: Bu yeni soruşturma - özellikle “yabancı istihbaratla iş birliği” gibi iddialar açısından - kayyum ihtimalini artıran bir faktör olarak düşünülebilir
Türkiye’de belediyelere kayyum atanması için yasal dayanak şu şekildedir:
Belediye Kanunu ’nun 45. ve 46. maddeleri kapsamında: bir belediye başkanı, başkan vekili ya da meclis üyesi “terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık” gibi suçlar nedeniyle görevden alınırsa ya da tutuklanırsa, ilgili makamlar tarafından görevlendirme yapılabilir.

Özgür Özel, İBB’yi verdi CHP’yi aldı!
Bilindiği üzere CHP’nin kurultay davası bir yıldan uzun süre ülke gündemine oturmuştu ve geçtiğimiz hafta bu dava CHP Genel Başkanı Özgür Özel lehine sonuçlandı.
Tam da bu karar sonrası İBB Başkanı İmamoğlu’na casusluk soruşturması açıldı.
Hal böyle olunca bu durum siyasi ortamda; ‘Özgür Özel İBB’yi verdi CHP’yi aldı!’ şeklinde yorumlanıyor.
Özgür Özel davanın lehine karar vermesi ile Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinden kurtulmuş oldu.
İBB’ye kayyum atanır ise bir daha cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali daha da zayıflayacak olan, İmamoğlu ve ekibinden kurtulmuş olacak.
Böylece kendisine de cumhurbaşkanı adayı kapısını aralamış olacak.
*
Bakın son günlerde, iş insanlarına operasyonlar, televizyonlara kayyumlar, sıranın bazı gazetelere ve yayın organlarına – Halk Tv, Ekol Tv, Haber Global, Sözcü gibi - da gelme ihtimalleri.
Soy ismini değiştirerek batan geminin malına el koymak misali, CHP’nin elinden Halk Tv’yi alıp, üstüne bir de televizyonun giderlerini CHP’den almaya kalkan – Kemal Kılıçdaroğlu zamanı - Cafer Mahiroğlu gibiler televizyon kanalı sahibi olursa bu durum kaçınılmazdır.
Yarın bütün bu gelişmelerden sonra şayet İBB’ye kayyum atanır ise bu durum benim için sürpriz olmayacaktır.