Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
18°
Ara

Ekranlarda kayıp nesiller

YAYINLAMA:
Ekranlarda kayıp nesiller

Bir zamanlar televizyonun başına oturmak keyifti…

Ailece diziler izlenirdi. Mahalle kültürünü anlatan, dostluğu, sevgiyi, saygıyı öğreten yapımlar vardı.

Bugün dönüp baktığımızda, o ekran artık sadece bir “eğlence kutusu” değil, adeta bir yönlendirme aracı haline gelmiş durumda. Ama ne yazık ki iyiye değil, kötüye yönlendiren bir araç...

Eskiden dizilerden ders alınırdı. Şimdi diziler, insanı derslerden uzaklaştırıyor.

Bir bakıyorsun mafya dizisi… Silahlar, şiddet, hesaplaşmalar…

Sanki herkes “birine racon kesmeden adam olunmaz” sanıyor artık.

Bir diğeri, akşam kuşağında sözde “reality show” diye yayınlanıyor ama içinde ne gerçek var, ne edep. İnsanların özel hayatları reyting malzemesi olmuş, izleyen de farkında olmadan bu saçmalığı “normal” sanıyor.

Bu ülke, yıllarca sanatla, kültürle büyüdü. Televizyon bir dönem eğitim aracıdır diye anlatılırdı.

Ama şimdi?

Sabah kuşaklarında dedikodu, akşam kuşaklarında ihanet, gece kuşaklarında şiddet…

Bir kuşak da ekranların önünde sessizce kayboluyor.

Kimse kusura bakmasın ama bu diziler, bu programlar bir toplumun aynası değil, olsa olsa toplumun düşüşünü hızlandıran birer vitrin.

Küçük çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler... Herkes bir şekilde bu içeriklerden etkileniyor.

Mafya dizisinde “adamlık” arayan, ihanet dizisinde “aşk” bulan, magazin programında “hayat” sanan bir kitle büyüyor.

Ve en acısı, bu durumu eleştiren de az.

“İzleniyor ama” diyerek her şeyin üzeri örtülüyor.

Oysa reyting uğruna kaybedilen şey, geleceğimizin vicdanı…

Televizyonun amacı sadece eğlendirmek değildir.

Bazen düşündürmek, bazen öğretmek, bazen bir farkındalık yaratmaktır.

Ama artık kanallar arası zap yaparken “hangisi daha çok yozlaştırıyor” diye yarışır hale geldik.

Ben artık televizyonu açtığımda merak etmiyorum ne var diye.

Çünkü biliyorum: ya bir kavga, ya bir ihanet, ya bir silah patlayacak.

Ve bu döngü, her geçen gün biraz daha sıradanlaşıyor.

Türkiye’nin ekranları temizlenmeden, Türkiye’nin toplumsal zihniyeti de kolay kolay toparlanmaz.

Çünkü ekran, artık sadece bir cam değil…

Toplumu biçimlendiren bir ayna.

Ve o aynaya baktığımızda gördüğümüz şey, bizi düşündürmeli.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *