AKM’de unutulmaz gosteri!

Atatürk Kültür Merkezine karışan bir ezgiyle başladı her şey. İstanbul’un kalbi Atatürk Kültür Merkezi’nde, sahne ışıkları öğretmeni aydınlattı. Ama bu kez sınıfta değil; zihin değil, yürek anlatıyordu. Dün gece AKM’de gerçekleşen İstanbul Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu’nun sahnesi, sıradan bir gösteriden çok daha fazlasıydı: bir ruhun, bir milletin, bir öğretmenin yeniden doğuşuydu.
Ben de oradaydım. Gördüm. Dinledim. Hissettim.
Salonda tek bir boş koltuk yoktu. Fakat boş olan şey koltuklar değil; ağızlar, gözlerdi. Herkes susmuştu. Nefes almaya dahi cesaret edemeyen bir kalabalık, sahnedeki o büyülü anları göz kapaklarının arasına hapsetmeye çalışıyordu. Sadece bir halk dansları gösterisi değildi bu; bir milletin kültürü, öğretmenin aşkı ve sanatın onarıcı gücü birleşmişti.
“Öğretmenin Doğuşu”nu izledik...
Bu başlık sadece bir koreografi değil; bir hikâyeydi. Gönül gözüyle bakana hitap eden, eğitimciyi sadece ders veren bir figür olmaktan çıkarıp, kültürün taşıyıcısı haline getiren bir hikâye... Türk müziğiyle başlayıp halk danslarıyla harmanlanan, bazen Ege'de coşan, bazen Karadeniz’de deli rüzgârlar gibi esen bir sahne vardı. Bir an geldi, Erzurum’un karı düştü içimize, bir an geldi Halay’ın göğsünde Anadolu’yu kucakladık.
Alkış, hiç dinmedi.
Sahne kapanıyor ama salondaki kimsenin yüreği kapanmıyor. İnsan bazen şarkı ezberler, bazen de o şarkının içinde kaybolur. Dün gece biz, kaybolduk. Keyifle, gururla ve tarifsiz bir huzurla…
Ve işin en güzel kısmı neydi biliyor musunuz? O dans grubunun içinde bizden biri, Çatalca’nın pırıl pırıl öğretmenlerinden Sevilay Kardeşimiz de vardı. Onu o sahnede izlemek, anlatılmaz bir gururdu. Her adımında sanki Çatalca’nın toprağı, ormanlarının esintisi, çocuklarının gülüşü vardı. Öylesine içten, öylesine yakındı ki bize… Gözümüz dolu dolu izledik onu. Sevilay sadece dans etmedi; Çatalca’yı, emeği, sevgiyi temsil etti.
Öğretmen sadece ders anlatmaz…
Öğretmen bazen sahnede bir figürdür, bazen ezgidir, bazen bir bakıştır. Ve orada olan herkes, bir kere daha anladı: Öğretmenlik, sadece meslek değil; bir yaşam biçimi, bir duruş, bir halkın aynasıdır.
Teşekkürler İstanbul Maarif Orkestrası…
Teşekkürler dansın dilini konuşturan o güzel insanlar…
Ve teşekkürler sevgili Sevilay öğretmen; o sahnede sadece dans etmedin, bize umut oldun, ilham verdin.
Şimdi sırada ne var biliyor musunuz?
Bu muazzam gösterinin yankılarını Çatalca sokaklarına taşıyacak yeni bir adım…
Çünkü sahne biter, alkış diner… Ama hissettirdikleri hep kalır.