
Başakşehir’de kültür sanat

Son yıllarda İstanbul’un yükselen ilçelerinden biri olan Başakşehir, yalnızca mimarisi, altyapısı ve sosyal yaşamıyla değil, kültür-sanat politikalarıyla da dikkat çekiyor. Belediyeciliğin yalnızca yol, kaldırım, park hizmetiyle sınırlı kalmadığını gösteren Başakşehir Belediyesi, kültür-sanatın toplumsal dönüşümdeki rolünü kavrayarak, bu alanda güçlü ve kararlı adımlar atıyor. Güncel yaklaşımlarını incelediğimizde, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu’nun kültüre sadece bir “etkinlik dizisi” olarak değil, katılımcı bir yaşam biçimi olarak baktığını görmek mümkün.
***
Başakşehir Belediyesi’nin kültür-sanat vizyonunun somutlaştığı en önemli projelerden biri kuşkusuz “Şehir Sanat”. 2022 yılında açılan bu merkez, hem fiziki yapısı hem de içeriksel zenginliğiyle dikkat çekiyor. Geleneksel sanatlarımız olan hat, tezhip, minyatür ve ebru gibi dallar burada modern sanatlarla bir araya geliyor. Karakalem, çizgi roman, akrilik resim ve grafik tasarım gibi çağdaş sanat atölyeleri ile gençler özellikle hedeflenmiş durumda. Bu merkezde sanat, bir hobi değil; bir düşünme biçimi, ifade alanı, hatta yaşam pratiği olarak sunuluyor.
Sanatın doğayla buluşması
Başakşehir Belediyesi, sanatı yalnızca kapalı salonlara sıkıştırmıyor. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Yaşam Parkı gibi projelerle kültürü doğaya entegre eden bir anlayışı benimsiyor. Bu parklar sadece dinlenme alanları değil; aynı zamanda konser, tiyatro, çocuk etkinlikleri, kitap günleri ve el sanatları atölyelerine ev sahipliği yapan kültürel merkezler haline geliyor. Böylece kültür-sanat, günlük yaşamın doğal bir parçası olarak deneyimleniyor.
Başakşehir’in kültür politikalarının en dikkat çeken yönlerinden biri gençlere verdiği önem. Bilgievi, gençlik merkezleri ve sanat akademileri ile çocuklar ve gençler sanata sistemli şekilde yönlendiriliyor. Bu merkezlerde yalnızca teknik beceri değil; aynı zamanda estetik bakış, empati ve kolektif üretim değerleri de kazandırılmak isteniyor. Sanat eğitimi burada bir kariyer hazırlığı değil; bir karakter eğitimi olarak ele alınıyor.
***
Her yaz düzenlenen açık hava konserleri, tiyatro gösterileri ve çocuk etkinlikleri ile sanat, sokaklara taşınıyor. Murat Kekilli gibi tanınmış isimlerin sahne aldığı konserlerde on binlerce kişi bir araya gelirken, çocuklar için düzenlenen yaratıcı oyun atölyeleriyle sanat nesiller arası bir köprü haline geliyor. Bu etkinlikler, kültürel katılımı tabana yaymak açısından büyük önem taşıyor.
Pandemi sonrası hız kazanan dijitalleşme sürecine ayak uyduran belediye, birçok kültürel içeriği dijital platformlara taşıdı. Online sergiler, söyleşiler, konser kayıtları ve interaktif atölyeler ile sanatı mekânla sınırlı olmayan bir deneyim haline getiriyor. Bu adım, hem erişilebilirliği artırıyor hem de dijital yerliler olan genç nesiller için sanatın daha doğal bir alan haline gelmesini sağlıyor.
Kültür-sanat ile şehir kimliği inşası
Tüm bu çalışmaların ardında yatan temel fikir, kültür-sanat yoluyla bir şehir kimliği inşa etmek. Başakşehir, artık yalnızca “yeni gelişen konut bölgesi” değil, aynı zamanda kültürel hafızasını oluşturan, sanatı gündelik yaşama entegre eden bir kimliğe sahip. Belediye, kültür-sanat faaliyetlerini bir “süs” olarak değil, bir “ana eksen” olarak ele alıyor. Bu, günümüz yerel yönetim anlayışında oldukça çağdaş bir bakış açısı.
***
Başakşehir Belediyesi’nin kültür-sanat politikaları, yerel yönetimlerin bu alandaki etkisini ve sorumluluğunu yeniden düşünmemize neden oluyor. Sanatın her yaştan, her kesimden insana dokunduğu; eğitici, dönüştürücü ve birleştirici bir güç olarak kullanıldığı bir yaklaşım sergileniyor. Bu model, sadece Başakşehir’e değil, Türkiye’deki diğer yerel yönetimlere de ilham verebilecek nitelikte.