Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevinden10 Temmuz tarihinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na atanan Fahrettin Altun, ilk kararlarına imza attı. Altun’un başkan olarak katıldığı TİHEK’in 24 Temmuz günü gerçekleştirilen kurulunda toplam 5 dosya karara bağlandı. Altun’un imzasının bulunduğu ilk kararda yüze 67 engelli raporu bulunan başvuran, sürücü belgesi almak için yaptığı başvurunun sağlık kurulu tarafından reddedildiğini ve ayrımcılığa uğradığını ileri sürdü. Başvuran, 9 yıldır Adalet Bakanlığında memur olarak görev yaptığını ve her türlü kişisel bakımını sağ eliyle yaptığını, bazı ülkelerde uzuv kaybı olan kişiler ile hareket kısıtlılığı olan kişilere uygun tertibatlı araçlarla sürücü belgesi verilebildiği halde kendisine sürücü olamayacağına dair rapor düzenlendiğini belirtti. Bu bağlamda sürücü kimlik belgesi almak amacıyla yaptığı başvurunun reddedilmesini engellilik temelinde ayrımcılık olarak nitelendirdi ve tekrar değerlendirme talep etti. Ancak yapılan incelemede, kararın trafik ve can güvenliğini sağlamak amacıyla objektif gerekçelere dayandığı ve ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği belirlendi.
Jandarmaya ayrımcılık iddiası
Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli bir personel ise başvurusunda hem kendisinin hem de çocuğunun sağlık durumu nedeniyle düzenli doktor kontrolüne ihtiyaç duyduğunu, ancak yeni atanan amirinin saatlik izin taleplerini reddederek tedaviye erişimini engellediğini ve ayrımcılığa maruz kaldığını iddia etti. Yapılan incelemede, yıldırma kastı ve sistematiklik unsurları bulunmadığı, ancak engellilik temelinde ayrımcılık olup olmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
SGK kanser ilacı talebini reddetti
Bir diğer karar ise devletin karşılamadığı kanser ilaçlarından birisi ile ilgili oldu. Akciğer kanseri hastasının, tedavisinde kullanılan “Durvalumab (Imfinzi)” ilacının SGK tarafından karşılanması talebi, ilacın SUT (Ssyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği) listesinde yer almaması nedeniyle reddedildi. Kararda, kamu kaynaklarının etkin kullanımı için ilaç bedeli ödemelerinin sınırlı tutulduğu ve ayrımcılık yapılmadığı belirtildi.
Öğrencinin talebi de kabul edilmedi
İstanbul Çekmeköy’de bulunan özel bir okulda kaynaştırma eğitimi alan DEHB tanılı bir öğrencinin ailesinin başvurusunda ise çocuklarına bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP) uygulanmadığı, destek eğitim odası açılmadığı, akran zorbalığına maruz bırakıldığı ve çeşitli etkinliklere dahil edilmediği iddia edildi. Başvuruda, okulun öğrenciye yönelik engellilik temelinde ayrımcılık yaptığı öne sürüldü. Ancak kurul tarafından yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle başvuru reddedildi.
Disleksi tanımlı adaya ek süre
2025-YKS’ye girecek bir adayın disleksi ve DEHB tanılarına rağmen engelli adaylara sağlanan ek süre hakkından yararlanamadığını belirterek yaş ve engellilik temelinde ayrımcılık iddiasıyla yaptığı başvuru uzlaşma ile sonuçlandı. Yapılan incelemede yazışmaların ardından ÖSYM’nin başvurana ek süre tanımladığı ve 2025-YKS’de mağduriyetin giderildiği belirtildi.