Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde konuştu. Memişoğlu, sunumda yurt dışına giden hekimlerle ilgili bir soruya yanıt verdi. “Geçmiş yıllarda yurt dışına giden hekimlerimizden 249'u 2025 yılında ülkemize dönerek sağlık sistemimize katılmıştır” diyen Memişoğlu, “Toplam 233 bin hekimimizden, 2025 yılında yurt dışına giden hekim sayımız sadece 412'dir. 2024'te 15 bin 382 hekimimiz, tıp fakültelerimizden mezun olmuştur” ifadelerini kullandı.
Gerçeği yansıtmıyor
Kemal Memişoğlu’nun verdiği verilerin gerçeği yansıtmadığını savunan Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, Türkiye’de 2025 yılında her gün ortalama 8 hekimin yurt dışında çalışmak için iyi hal belgesi başvurusu yaptığını söyledi. Uğur, bu sayının yıllık bazda 2 bin hekime ulaştığını ifade etti. Yeni mezunların, daha göreve başlamadan ülkeden ayrılma çabası içerisinde olduklarını vurgulayan Uğur, “Bakan bu konuda ne düşünmektedir? Memişoğlu'nun dile getirdiği 412 sayısı neye göre belirlenmiştir? Sadece kamudan ayrılanları mı içermektedir? 412 hekiminin ülkeyi terk etmesi dahi kabul edilebilir mi?” diye sordu.
Utanç duyulmalı!
Yurt dışında çalışma amacıyla iyi hal belgesi almak için 2023 yılında 3 bin 25, 2024 yılında 2 bin 692 hekimin başvurduğunu duyuran Uğur, “Bu belge, gerçek hekim göçünün en net göstergesidir. Son 12 yılda yurt dışına giden hekim sayısının 15 bini aşmış olması, sağlık sistemindeki yapısal çöküşün kanıtıdır. Buna karşın Sağlık Bakanı yine bütçe görüşmelerinde ‘249 hekimin geri döndüğü’ söylemiş. 24 yıllık siyasi iktidarın yarattığı büyük hekim kaybının yanında bu sayı övünülecek değil, aksine utanç duyulması gereken bir yönetim başarısızlığıdır” eleştirisinde bulundu.
Sorumlusu iktidardır
“Hekimler şiddet, baskı, mobbing, güvencesiz çalışma koşulları ve ekonomik belirsizlik ve geleceksizlik nedeniyle ülkeyi terk etmektedir” diyen Uğur, “Bugün Türkiye, işsiz ve umutsuz gençlerin; nitelikli sağlık emekçilerinin geleceğini başka ülkelerde aradığı bir ülke haline gelmiştir. Bu gidişatın sorumlusu iktidardır. Yetişmiş insan gücünün ülkeyi terk etmesine neden olan koşulları sorgulamak ve çözüm üretmek siyasi iktidarın görevidir. Ancak liyakat yerine sadakati önceleyen, tecrübeyi değersizleştiren yönetim anlayışı hâlâ olayın ciddiyetinin farkında değildir” ifadelerini kullandı. Sağlık sisteminin çöküşün eşiğinde olduğunu savunan Uğur, “Hekimlerin ülkesinden uzaklaştırıldığı, hastanelerin hekimsiz, yurttaşların ise çaresiz bırakıldığı bu düzen sürdürülemez. Biz, emeğe değer veren, sağlık emekçisini koruyan, yurttaşların sağlık hakkını önceleyen, adil, liyakat temelli ve sürdürülebilir bir sağlık sistemi istiyoruz. Bu düzen değişene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.