Dedeman Palandöken, yenilenme projesiyle birlikte dikkatleri üzerine çekiyor. 59 yıllık misafirperverlik kültürünü modern dağ otelciliği anlayışıyla buluşturan dönüşüm süreci, yalnızca bir renovasyon olarak değil; bölgenin geleceğine uzanan stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Dedeman Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray, hem projeyi hem de markanın yeni vizyonunu gazetemize anlattı.
Dedeman Palandöken Erzurum’da hayata geçirilen güçlendirme ve yenilenme projesi sizin için ne anlam ifade ediyor?
Palandöken, Dedeman için sadece bir destinasyon ya da işletme değil; 59 yıllık misafirperverlik kültürümüzün Anadolu’nun en değerli dağlarından biri üzerinde vücut bulmuş hâlidir. Dolayısıyla bu projeyi bir renovasyon olarak değil, Dedeman’ın mirasını geleceğe taşıyan stratejik bir dönüşüm olarak görüyorum. Kış turizmi bugün yalnızca iyi bir pist ya da güzel bir manzara demek değil; güvenli altyapı, modern tasarım, sürdürülebilir teknoloji, sosyal alan çeşitliliği ve yılın 12 ayına yayılan bir deneyim demek. Palandöken’de yaptığımız tam da bu: Bölgenin potansiyeline yakışan, modern dağ otelciliğinin tüm gerekliliklerini yerine getiren bir yeniden inşa süreci.
Bu proje benim için, Dedeman’ın geçmişten aldığı gücü geleceğe taşıma iradesinin en somut örneklerinden biridir. Palandöken’i sadece yenilemedik; bölgenin turizm standardını güncelledik.
Bu projede özellikle “önce insan” anlayışı ve can güvenliği nasıl bir öncelik oldu?
Dedeman’ın DNA’sında insan vardır. Bu sadece misafir değil; ekip arkadaşlarımız, tedarikçilerimiz, yatırımcılarımız, bölge halkı… Temas ettiğimiz herkes. Bu nedenle Palandöken’deki yenileme sürecinin ilk satırına güvenliği yazdık. Yangın senaryolarından taşıyıcı sisteme, dış cephe yalıtımından acil durum tahliye planlarına kadar bütün başlıkları mevzuatın çok ötesinde yeniden tasarladık. Yüksek rakımlı ve sert iklim koşullarına sahip Palandöken’de bu sorumluluk daha da büyüyor. O yüzden önce insan, sonra konfor, sonra deneyim dedik. Böylece misafirlerimizin vakitlerini hiçbir güvenlik tereddüdü yaşamadan geçirebilmesi için güçlü bir altyapı oluşturduk.
Asma demir sistemle inşa edilen yangın merdivenleri oldukça dikkat çekiyor. Bu özel uygulamanın temel amacı nedir?
Asma demir sistem, hem yangına dayanıklılığı hem de yapısal güvenliği üst seviyeye taşıyan, özellikle zorlu iklim koşullarındaki yapılarda rasyonel bir tercih. Yangın merdivenlerinin acil durumlarda tahliyeyi kesintisiz şekilde sağlayabilmesi için ısı dayanımı, dış etkenlere karşı direnç ve yapısal kararlılık kritik önem taşır. Palandöken’de mevcut yangın merdiveni hatlarını bu gereklilikleri daha güçlü karşılayacak bir yapıya dönüştürmek için bu sistemi kullandık. Böylece hem binanın mimarisine ağır müdahaleden kaçındık hem de dayanımı modern mühendislik standartlarının üzerine taşıdık.
Güvenlik, estetik ve dayanıklılık dengesini bu projede nasıl sağladınız?
Kayak turizminde en önemli konu, yapının sağlamlığıyla misafirin hissettiği atmosferi doğru noktada buluşturmaktır. Palandöken’de bu dengeyi esas aldık. Teknik yenilemeleri binanın arka planında çözüme kavuştururken; görünen alanlarda sıcak, doğal, modern ve sade bir tasarım dili tercih ettik. Doğal dokular, sıcak tonlar ve akışkan kullanım alanlarıyla misafire dağın enerjisini yansıtan samimi bir atmosfer sunduk. Bir oteli fiziksel olarak yenilemek ayrı, ruhunu yeniden kurmak bambaşka bir iştir. Palandöken’de bu iki alanı aynı çizgide buluşturduk.
Palandöken’in geleceği açısından bu güçlendirme ve yenilenme çalışması nasıl bir rol oynayacak?
Palandöken, Türkiye’nin kış turizmi için stratejik bir değer ve bu değer doğru yatırımlarla sürdürülebilir hâle gelebilir. Yaptığımız çalışma, Palandöken’i önümüzdeki 20–30 yılın turizm dinamiğine hazırlayan bir dönüşüm niteliğinde. Bu yenileme yalnızca otelin değil, bölgenin çıtasını yükseltiyor. Uluslararası misafirlerin beklentileri artık çok yüksek; yaptığımız renovasyon bu beklentileri karşılayan, hatta aşan bir seviyeye ulaştı. Kısacası bu proje, Palandöken’i rekabette daha güçlü, iddialı ve sürdürülebilir bir konuma taşıyor.

Projede kullanılan yeni teknolojiler ve modern güvenlik sistemleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Teknolojiyi bir donanım yatırımı olarak değil, deneyimi iyileştiren bir unsur olarak görüyoruz. Palandöken’de de bu anlayışla hareket ettik. Yangın güvenliğinden enerji kullanımına, cephe yalıtımından misafir akışını takip eden dijital çözümlere kadar birçok sistemi yenileyip güçlendirdik. Bunlar misafirin doğrudan görmediği ama hissettiği konfor ve güvenin temelini oluşturan unsurlar. Aynı zamanda operasyonu daha verimli ve kontrollü kılan bir mekanizma kurduk. Misafir konforu kesintisiz hale gelirken, ekiplerimiz için de süreçler daha akıcı oldu.
Bu yatırımı Dedeman markasının vizyonu ve gelecekteki hedefleri açısından nasıl konumlandırıyorsunuz?
Dedeman’ın vizyonu iki temel çizgide ilerliyor:
Mirası korumak ve markayı geleceğe göre güncellemek.
Palandöken yatırımı bu iki çizginin kesişim noktası. Sadece binayı yenilemedik; markanın uluslararası ölçekte büyüme hedeflerini destekleyen, yatırımcıya güven veren ve çağdaş misafir beklentilerini karşılayan bir standart oluşturduk. Bu yatırım, sürdürülebilirlik ve uzun vadeli değer yaratma perspektifimizin de güçlü bir örneği. Hem bölgeye kalıcı bir çekim merkezi kazandırıyoruz hem de Dedeman’ın uluslararası itibarı için yeni bir çıta koyuyoruz.
“Seneye bambaşka bir Dedeman Palandöken göreceksiniz” demiştiniz. Bugün gelinen noktada bu sözünüzün nasıl bir karşılığı var?
Bugün o söz çok net bir karşılık bulmuş durumda. Odalardan restoranlara, lobiden sosyal alanlara kadar her noktada konforu artıran, misafir akışını kolaylaştıran ve kış turizmine uygun sıcak bir atmosfer yarattık. Palandöken’e gelen herkes artık enerji ve deneyim olarak tamamen yenilenmiş bir Dedeman Palandöken ile karşılaşıyor. Bu “bambaşkalık” artık somut bir gerçek.
Sezon açılışı öncesinde hazırlıklar hangi aşamada ve misafirleri nasıl bir Dedeman Palandöken bekliyor?
Hazırlıklarımız son aşamada. Teknik testler tamamlandı, güvenlik kontrolleri yapıldı, operasyon ekipleri sezon simülasyonlarını sürdürüyor. Misafirleri bu yıl tamamen yenilenmiş bir Palandöken bekliyor. Odalar, yaşam alanları, sosyal alanlar, apres ski konsepti, sokak lezzetleri alanı, yenilenen lobi ve yeni kayak okulu… Her detay misafirin hem pistte hem otelde gününü en iyi şekilde geçirmesine odaklanıyor. Üstelik piste yakınlık bu yıl çok daha pratik: Otelin hemen önünden doğrudan piste erişim sağlanıyor.
Bu proje size ve ekibinize liderlik ve sorumluluk hakkında neyi hatırlattı?
Bu süreç bize şunu gösterdi: Bir projeyi başarıya götüren yalnızca alınan kararlar değil, o kararların ardındaki ortak iradedir. Zorlu koşullara rağmen ekiplerimizin uyumu, kararlılığı ve sahiplenmesi Dedeman kültürünün en değerli yönünü ortaya koydu. Liderlik, sahadaki gerçekliği doğru okuyup ekiplerin önünü açmaktır. Palandöken’de bunun önemini bir kez daha gördük.
Son olarak Palandöken’e gelecek misafirlerinize bir mesajınız var mı?
Burada geçireceğiniz her an, 59 yıllık bir misafirperverlik mirasının kış turizmiyle buluştuğu özel bir deneyimin parçasıdır. Palandöken’in ruhunu ve Dedeman’ın sıcaklığını aynı anda hissedeceksiniz. Sizleri yenilenmiş, güçlü ve çok daha keyifli bir Dedeman Palandöken’de ağırlamayı heyecanla bekliyoruz.

Turizmde bir markayız
Türkiye’nin kış, gastronomi, sağlık ve doğa–macera turizmi alanlarındaki uluslararası rekabet gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, aynı anda pek çok turizm alanında rekabet edebilen bir ülke. Kış turizminde Palandöken, Erciyes ve Uludağ gibi merkezler altyapı ve ulaşılabilirlik açısından öne çıkıyor. Gastronomide Türkiye zaten uzun süredir güçlü bir konuma sahip. Sağlık turizminde ise uzmanlık seviyesi ve hizmet kalitesi Türkiye’yi küresel ölçekte önemli bir çekim merkezine dönüştürdü. Doğa ve macera turizmi tarafında da coğrafyanın sunduğu imkânlar büyük bir potansiyel yaratıyor. Türkiye’nin en büyük gücü, çeşitliliğini tek bir deneyim zincirinde birleştirebilme kapasitesi. Günümüz seyahatçisi tek bir motivasyonla hareket etmiyor; kısa sürede çoklu deneyim sunabilen destinasyonlar tercih ediliyor. Bunu başardığımız ölçüde Türkiye, yalnızca tercih edilen değil; yön veren bir turizm ülkesi olacaktır.