Kars’ta doğduğunu ancak ilin 1989’da Ardahan’a bağlandığını belirten Şirin, “Ben Kars’ta doğdum ama hâlâ Karslıyım diyorum. 4’üncü sınıftan itibaren göç ederek büyüdüm. 26 farklı yerde yaşadım, 13 okul değiştirdim. 5’inci sınıftan itibaren çalışıyorum. Üniversite dahil hep kendi paramla okudum” dedi. Babası öğretmen olan Şirin, babasının solcu kimliği nedeniyle sürgünlere maruz kaldığını anlattı: “Annem, babam ve ben yalnızca bir yıl aynı çatı altında yaşayabildik. Babamın tayin olduğu yerlerde hep yeniden başladık.”
Lise 1’de tek başıma yaşadım
Şirin, çocukluk ve gençlik döneminde büyük zorluklar yaşadığını belirtti. “Lise 1’de Mersin’de tek başıma yaşıyordum. Dar gelirli bir mahallede, banyo ve mutfağın bir arada olduğu evde dört kişi kalıyorduk. Hem okula gidiyor hem sanayide çalışıyordum. Yazları köyde bakkal açardım. Hayalim bakkal olmaktı.” dedi.
Nereden nereye
Lise son sınıfta Ardahan’da eğitim gördüğünü söyleyen Şirin, “O okuldan üniversite kazanan yoktu. Üniversite sınavında sözel bölümde 66 sorunun tamamını yaptım. Kimse inanmadı ama sonuç açıklandığında Türkiye’de ilk yüzde 1’e girdim ve ODTÜ Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nü kazandım. ODTÜ benim kaderimi değiştirdi.” ifadelerini kullandı.
Önce ceza sonra ödül
ODTÜ yıllarında kültür ve edebiyata ilgisinin arttığını belirten Şirin, “Kültür Yaşam adlı bir öğrenci dergisi çıkardım. 19 yaşındaydım. Yazılarım yüzünden emniyete çağrıldım. Dekan bana ‘Yazmayı bırak, dersine odaklan’ dedi. Aradan yıllar geçti, ABD’de yazdığım bir makale dünya birinciliği kazandı. 15 yıl önce yazdığım için cezalandırıldım, 15 yıl sonra yazdığım için ödül aldım.” dedi.
Aydının görevi düşünmektir
Türkiye’de popüler aydınlara eleştirilerde bulunan Şirin, “Popüler aydınlar her şeyi kültürle açıklıyor. ‘Biz Türk’üz o yüzden böyleyiz’ demekle bir yere varılmaz. Aydının görevi sistemsel düşünmektir. Sokaklar pis diye halkı suçlayamazsın, neden çevre bilinci oluşmadığını araştırmak gerekir.” diye konuştu
Gençler ne istiyor?
Gençlerin ülkenin gidişatını en çok dert eden kesim olduğunu belirten Prof. Şirin, “Eğitimden sağlığa, istihdamdan enflasyona kadar her sorun en çok gençleri etkiliyor. Gençler iki şey istiyor: hakkaniyet ve özgürlük. Ancak bugün Türkiye’de üniversiteler özgür değil. Akademisyenler ya susturuluyor ya da yurtdışına gitmek zorunda kalıyor. Akademik özgürlük endeksinde Türkiye, Kuzey Kore ve Eritre ile aynı kategoride. Özgürlüklerin olmadığı akademi, toplumu ileriye taşıyamaz.” dedi.
Mutsuzluk üretimi durdurur
30 yıldır New York’ta yaşayan Şirin, Türkiye’ye sık sık geldiğini belirterek son yıllardaki ruh halini şu sözlerle anlattı: “Son 5-10 yılda insanların yüzü gülmüyordu, ama artık mutsuzluk kalıcı hale geldi. Araştırmalara göre, Türkiye’de gün içinde gülümseyenlerin oranı sadece yüzde 37. Mutsuz insan üretemez, yeni bir şey ortaya koyamaz. Ama umutsuz olmak da çözüm değil. İnsan imkânsızlıklardan umut devşirendir. Türkiye bu dönemi aşacak güce sahip.”
Türkiye'de adalet bir sorun
Türkiye’nin adalet ve sistem sorunlarına rağmen güçlü bir potansiyele sahip olduğunu belirten Şirin, “Bu bir klişe değil. Tarihimiz, coğrafyamız, kültürel mirasımız bize avantaj sağlıyor. İstersek yarın sabah yeni bir hikâye yazabiliriz. Türkiye’yi çocuklar üzerinden birleştirmek mümkün. Herkes çocuklarının adil, özgür, müreffeh bir ülkede yaşamasını istiyor. Önce kendimizden başlayarak ülkeyi değiştirmek mümkün. Ya adalet ya sefalet.” dedi.

Bankacılıktan akademiye
Şirin, Ziraat Bankası Bankacılık Okulu mezunu olduğunu, 5 yıl bankacılık yaptıktan sonra akademiye geçmek istediğini söyledi. “Türkiye’de akademisyenlik sınavlarında defalarca elendim. İngiltere’deki bir master programına başvurdum ama mülakata gidemediğim için alınmadım. O gün Sakarya Caddesi’nde ağladım. ‘Hayatım bitti’ dedim. Sonra tesadüfen YÖK Başkanı’yla görüştüm. Dünya Bankası’yla yapılan bir anlaşmayla başarılı öğrenciler yurtdışına gönderilecekti. Başvurdum, kazandım ve ABD’ye gittim.” sözleriyle hayatındaki dönüm noktasını anlattı.
Türkiye benden çıkmadı
New York’ta haftada bir ders verdiğini belirten Prof. Dr. Selçuk Şirin, “Hayatta her şey dönüp dolaşıp verdiğimiz kararlara gelir. Türkiye’den çıktım ama Türkiye benden çıkmadı. Gençler için hâlâ umutluyum. Bu ülke isterse yeniden ayağa kalkar.” dedi.

İyi baba olmak önemli
Prof. Dr. Selçuk Şirin, babalık anlayışını “çocuğunun dünyasında buluşmak” olarak tanımlıyor. Şirin, ebeveynliğin çocuğa kendi değerlerini dayatmak değil, onun ilgi alanlarına açık olmakla mümkün olacağını söylüyor. Şirin, “Benim iyi baba tanımım çocuğumla onun dünyasında buluşmak. Babalık da ebeveynlik de kendinizi çocuğunuza dayatmak değildir. Birlikte geçirilen zamanda, sevdiğiniz ama çocuğunuzun sevmediği şeyleri yapmakta diretmemelisiniz. Böyle yaparak kaliteli zaman geçiremezsiniz, çünkü çocuğun dünyası o değil. Onun dünyasına girmeniz lazım.” dedi. Kendi deneyimlerinden örnek veren Şirin, “Ben sevmesem de, çocuğum seviyor diye süper kahraman kitaplarını okumaya başladım. Bir süre sonra sevmeye başladım. Çocuklarımla aklınıza gelebilecek tüm süper kahraman filmlerini izledim. Çocuklarım Japon manga kültürüne ilgi duydu, ben de onlarla manga okudum. Birisi beyzbol oynamak istedi, ben de beyzbol öğrendim.” diye konuştu. Şirin, babalığın özünü şu cümleyle özetledi: “İyi babalık, çocuğu kendi dünyana zorla sokmak değil, çocuğun kendi kurduğu ve büyüyen dünyasında yer edinmek, onunla birlikte yürümektir.”

Selçuk Şirin kimdir?
Akademisyen, yazar, araştırmacı Prof. Dr. Selçuk Şirin, Ardahan'ın bir köyünden ODTÜ’ye, oradan Amerika’ya uzanan bilim yolculuğuyla pek çok kişiye rol model olan bir bilim insanıdır. Selçuk Şirin İlkokula Yiğitkonağı köyünde başladı, liseyi Göle’de bitirdi. ODTÜ’den lisans, SUNY’den yüksek lisans ve Boston College’dan doktora derecesi alan Şirin, 100’ü aşkın bilimsel yayına imza attı. Selçuk Şirin 2015 yılında ABD Bilimler Akademisi Çocuk, Ergen ve Aile Komisyonu’na seçildi. 2014-2018 yılları arasında Hürriyet’te haftalık köşe yazıları yazdı. 2015 yılında yazdığı İlk kitabı Yol Ayrımındaki Türkiye’de verilerle, kıyaslamalarla, deneyimlemelerle ülkemizin çarpıcı bir fotoğrafını sunarken ilerlemenin ancak özgürlükle, adil rekabetle, kaliteli eğitimle gerçekleşebileceğini ortaya koydu. Bilimsel verilerden yola çıkarak eğitimden kalkınmaya, girişimcilikten kodlamaya, çocuk yetiştirmeden obeziteye uzanan geniş bir alanda yazdığı Bir Türkiye Hayali ise 2017 yılında okuyucuyla buluştu. Selçuk Şirin’in Çocuk yetiştirme alanında bir boşluğu dolduran, bilimsel ve yalın bir yaklaşımla bebeklikten ergenliğe uzanan dönemi anlattığı kitabı Yetişin Çocuklar büyük ilgi gördü. 2020 yılında yayımlanan Yetişin Gençler’de ergenlikten yetişkinliğe uzanan o sancılı serüveni konu edinen Selçuk Şirin ilkokul çocukları için sınıflara göre hazırlanmış Şirin Proje Seti’nin de mimarı. Boston College ve New York Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Mükemmeliyet Ödülü, ABD Çocuk Gelişimi Vakfı’ndan Araştırmacı Ödülü, dünyadaki en büyük eğitim araştırmacılar derneği AERA’dan Araştırma Büyük Ödülü ve geliştirdiği projelerle Jacobs Vakfı’ndan 2018 Sosyal Girişimcilik Ödülü aldı. Selçuk Şirin, halen New York Üniversitesi’nde çocuk gelişim ve istatistik dersleri veriyor, eğitimden gelişime geniş bir yelpazede araştırmalarına devam ediyor. Ve uzun yıllardır ABD’de bulunmasına karşın yüzü memleketine dönük yaşıyor.