İstanbul’un ve Kadıköy’ün simge yapılarından Haydarpaşa Garı hem demiryolu taşımacalığında hem de kültürel ve tarihi değer konusunda önemli bir yere sahip. Haydarpaşa Garı’nın çatısı, 2010 yılında meydana gelen yangın sırasında zarar görmüştü. 2012’de anahat trenleri, 2013’te ise banliyö trenleri Haydarpaşa’dan son seferlerini yapmıştı. 12 yıldır Haydarpaşa Garı’ndan tren ve vapur seferleri yapılmıyor. 2019'da tarihi Haydarpaşa ve Sirkeci garlarına ait depo alanları, aylık 350 bin lira kira bedeliyle Hazerfen Danışmanlık Limited Şirketi'ne verilmişti. Şeffaf olmadığı ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle büyük tepki çeken bu ihale, yargı sürecinin ardından iptal edildi. Ancak sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, konuya ilişkin yeni adımlar attı. Haydarpaşa ve Sirkeci gar sahaları 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne göre özel proje alanı ilan edildi. Karar, CHP'li vekiller tarafından Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşındı. AYM, 26 Ekim 2023'te kararı iptal etti. İptal kararı 27 Şubat 2024'te Resmi Gazete'de yayınlandı. Ancak bu süre içerisinde gar sahası üzerindeki muhtelif parsellerde bulunan binaların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 29 yıllığına kiralanmasına yönelik protokol imzalandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile imzalanan bu protokolle İstanbul'daki Haydarpaşa Garı ve arazisi, 71,1 milyar TL karşılığında 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Aynı şekilde Sirkeci Gar bölgesi de 9,5 milyar TL'ye Kültür ve Turizm Bakanlığına kiralandı. AYM'nin iptal kararı ise Kasım 2024'te yürürlüğe girdi. Ancak iptal kararına rağmen Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve Ağustos 2024 tarihli protokol gerekçe gösterilerek 23 Temmuz 2025'te lojmanların 1 Nisan 2026'ya kadar boşaltılması yönünde karar çıktı.
708 haftadır nöbet var
Haydarpaşa Dayanışması üyeleri ve demiryolu çalışanları, 708 haftadır her pazar Haydarpaşa Garı önünde nöbet tutuyor ve tahliye işlemlerini protesto ediyor. 10 Ağustos Pazar günü düzenlenen eylemde, “Haydarpaşa Garı’nın kültür sanat maskesi adı altında devredilmesini şiddetle protesto ediyoruz.” denildi.

İkiye böldüler
1976 yılından 2013 yılına kadar Haydarpaşa Garı Hukuk Müşavirliği’nde görev yapan Ayşen Dönmez, “Bizim işe başladığımız dönemdeki demiryolları ile şu anki demiryolları çok farklı. Bizim başladığımız dönemde demiryolları kamu işletmeciliği yapıyordu ve her şey devletin kontrolündeydi. Fakat demiryolları bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürekli özelleştirme durumlarıyla karşı karşıya kaldı. 2013 yılında çıkarılan demiryollarını serbestleştirme yasası ile demiryollarını alt yapı ve üst yapı olarak ikiye böldüler. Bu durumda alt yapı devlette kaldı, üst yapı Demiryolu Taşımacılık A.Ş’ye verildi” dedi. Dönmez, “2004 yılında, o dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş iken, Fransa’da gerçekleştirilen bir emlak fuarına gidildi. Bu fuara giderken İstanbul için yaptıkları projeleri götürdüler. Örneğin Galataport da orada onaylanmış bir projedir. Ama bunlardan kamuoyunun haberi yoktu. Bu toplantı sonrasında, Üsküdar’da çıkan bir yerel gazeteden durumu öğrenmiştik. Bunun üzerine sendika olarak Mimarlar Odası’na gittik. Onlarla birlikte süreci örgütleyerek 2005 yılının Mayıs ayında Haydarpaşa Dayanışması’nı kurduk. O günden bugüne, bu dayanışma içinde mücadelemizi sürdürüyoruz. 2005 yılından 2012 yılına kadar, yani trenlerin Haydarpaşa’ya gelip gittiği süre içerisinde bizler hukuk ve sokak mücadelesini sürdürdük. Çünkü Haydarpaşa bölgesi için çok fazla proje yapıldı. 7 tane 70 katlı gökdelen projesi, olimpiyat köyü projesi gibi. Bütün bunların hepsini hukuki yollarla iptal ettirdik. 2012 yılından itibaren Haydarpaşa’yı trensiz, insansız, vapursuz ve tamamen atıl bıraktılar. Zaten genelde sermayenin politikaları da böyledir. Bir yeri unutturmak istiyorsanız orayı atıl bırakırsınız. Nitekim Haydarpaşa Garı’nın gelmiş olduğu durum da budur” şeklinde konuştu.
İstanbul'da merkez bir gar yok
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Yusuf Çınar ise, “2000’li yıllardan beri Haydarpaşa üzerinden birçok proje yapıldı. Bir dönem marina projesi, başka bir dönem gökdelen projeleri vardı. Yani burayı rant alanına çevirmeye çalıştılar. Ama bu projeler eksik ve aksak olduğundan dolayı mahkeme kararlarıyla durduruldu. En son 2013 yılında Haydarpaşa Garı, sözde tadilat alanına dönüştürüldü. İlk başta gar kapanmayacak, tek hat halinde çalışmaya devam edecek denmişti. Daha sonra müteahhit firmanın talepleri doğrultusunda hattın tamamı kapatıldı.” ifadelerini kullanıldı. Demiryollarının öneminden bahseden Çınar şöyle devam etti: “Demiryolları, insanların en ekonomik ulaşım aracıydı. Örneğin Adapazarı’ndan binen bir kişi Haydarpaşa Garı’na kadar hem tek bir seferde hem de ekonomik şekilde yolculuk edebiliyordu. İstanbul’un bu kadar çok trafik problemi varken, karayolları taşımacılığı bu kadar yoğunken, trafik kazaları bu kadar artarken, tren taşımacılığı en güvenilir seçenektir. Bu aynı zamanda ulusal güvenlik meselesidir. Ulusal anlamda demiryollarının hiçbir şekilde özelleştirilmemesi gerekir. Dünyanın neresine giderseniz gidin, merkezlerinde merkez garları vardır ve bunlar aktif şekilde çalışır. Ama biz maalesef Sirkeci ve Haydarpaşa merkez garlarını insansızlaştırdık. Şu anda İstanbul’da merkez gar yok.”