Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
27°
Ara
Damga Sağlık Müzik terapisi hastalarda kaygıyı azaltıyor

Müzik terapisi hastalarda kaygıyı azaltıyor

Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Ünal Önsüz, müzik terapisinin hastaların kaygı, ağrı ve yorgunluk düzeylerinde anlamlı bir azalma sağladığını belirtti.

Okunma Süresi: 3 dk

"Müzik Terapisinin Çeşitli Fiziksel ve Ruhsal Durumlarda Kullanımı ve Radyoterapi Alan Kanser Hastalarında Etkileri" başlıklı derleme makalesinin yazarlarından Dr. Önsüz, sağlık alanında müzik terapisinin etkilerini AA muhabirine anlattı. Önsüz, müzik terapisinin; müziğin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanarak, bireyin fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal yönden kendini daha iyi hissetmesini amaçlayan profesyonel bir uygulama olduğunu ifade etti. Bu süreçte terapist ile birey arasında özel bir ilişki kurulduğunu ve bu terapinin bilimsel yöntemlerle yürütüldüğünü dile getiren Önsüz, "Seanslarda doğaçlama, besteleme ya da sadece müzik dinleme gibi farklı teknikler kullanılabiliyor. Kişi isterse bir enstrüman çalabiliyor, şarkı söyleyebiliyor ya da sadece müzik dinleyerek de hissettiklerini paylaşabiliyor." dedi.

 

Eğitimli bir terapist uygulamalı

Dr. Önsüz, müzik terapisinin geleneksel terapilerden en büyük farkının, müziğin sözel olmayan ve evrensel bir iletişim aracı olması ile kişiye kendini ifade etmesi için yeni yollar sunması olduğunu vurguladı. Asıl amacın terapistin rehberliğinde kişinin sağlığını en iyi noktaya taşımak olduğunun altını çizen Önsüz, "Bu yüzden mutlaka eğitimli bir terapist tarafından uygulanması gerekiyor." diye konuştu.

 

Şifa aracı olarak müzik

Önsüz, müziğin insanlık tarihi boyunca pek çok kültürde bir iyileşme ve şifa aracı olarak kullanıldığına dikkati çekerek "Türklerde müzikle tedavinin yaklaşık 6 bin yıllık bir geçmişi var. Örneğin İbn-i Sina müziğin ruh ve beden sağlığı üzerindeki etkilerini incelemiş ve özellikle ruhsal hastalıkların tedavisinde müziği kullanmış. Bu da müzik terapisinin ne kadar köklü ve evrensel bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı. Müzik terapisinin günümüzde bilimsel araştırmalar ve eğitim programlarıyla desteklenen hastanelerde, kliniklerde, toplum merkezlerinde uygulanan profesyonel bir sağlık disiplini haline geldiğini vurgulayan Önsüz, "Son yıllarda yapılan nörobilim alanındaki çalışmalar müziğin beyin ve hormonlar üzerindeki olumlu etkilerini net bir şekilde ortaya koymakta." bilgisini paylaştı. Önsüz, müzik terapisinin modern tıpta tamamlayıcı ve bütüncül bir tedavi yöntemi olarak önemli bir yer edindiğini kaydetti.

 

Uzun tedavilere olumlu etkisi var

Radyoterapi sürecinin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan oldukça zorlu bir süreç olduğunu belirten Önsüz, "Hastalar bu dönemde kaygı, ağrı, yorgunluk, yalnızlık, zaman zaman umutsuzluk gibi duygular yaşayabiliyor." dedi. Önsüz, 25-30 seanslık uzun tedavi sürecinin hastaların motivasyon ve tedaviye uyumunu olumsuz etkileyebildiğini anlatarak, "İşte tam bu noktada müzik terapisi devreye giriyor. Müzik hastaların dikkatini olumsuz duygulardan uzaklaştırıyor. Onlara rahatlama ve umut duygusu verebiliyor." diye konuştu. Müzik terapisine eklenen gevşeme egzersizlerinin de stres hormonunu azaltabileceğini dile getiren Önsüz, "Araştırmalar gösteriyor ki, radyoterapi sırasında uygulanan müzik terapisi hastaların kaygısı, ağrısı ve yorgunluk düzeyinde anlamlı bir azalma sağlıyor." ifadesini kullandı. Önsüz, müzik terapisiyle tedavi sürecini daha tolere edilebilir hale getirmenin mümkün olduğu bilgisini verdi.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *