Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Gök gürültülü hafif yağmurlu
17°
Ara
Damga Manşet Haber Gençlerin korkulu rüyası!

Gençlerin korkulu rüyası!

Taksim'de bir korku evinde 24 yaşındaki Melike Günay'ın yaşadığı dehşet, dikkatleri bu tür işletmelerin üzerine çekti. Korku evlerinin özellikle ergen yaş grubunun ilgisini çektiğini belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Cansu Gerçek, “Korku evinde hissedilen adrenalin geçicidir; gerçek rahatlama, duygularımızı tanıyıp sağlıklı biçimde ifade edebildiğimizde mümkündür” dedi

Okunma Süresi: 4 dk

Taksim’de Melike Günay (24), 6 arkadaşıyla vakit geçirmek amacıyla korku evine gitti. Temas edilmeden korkutulmak isteyen Günay'ı çalışan Baran T. (18) saçından ve boynundan tutarak yere yatırıldı. Ağzını, boynunu ve ensesini sıkan çalışan kadına elindeki cihazla elektroşok uyguladı. Olay güvenlik kamerasına yansırken, Günay’ın şikayetçi olması üzerine korku evi çalışanı, Beyoğlu Güven Timleri tarafından gözaltına alındı. İşletme ise zabıta tarafından mühürlendi. Melike Günay, "Bunu istemediğimi defalarca belirtmeme rağmen yaptı. Sadece bana yapılan kasıtlı bir şey var. Hala titriyorum. Karanlıkta duramıyorum, ani hareketlerden korkuyorum. Benim hayatımı mahvetti. O sıra gerçekten ölmekten korktum" dedi.

Ergenlere cazip geliyor

Taksim’de bir korku evinde yaşanan ve büyük yankı uyandıran olay, 'korku evleri' ve 'öfke odaları' gibi adrenalin odaklı eğlencelerin psikolojik yönünü yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, bu tür mekanların özellikle gençler ve ergenler üzerinde ciddi duygusal etkiler yaratabileceğine dikkat çekti. Klinik Psikolog M. Yusuf Babacan, son yıllarda korku evlerine duyulan ilginin hızla arttığını ve ziyaretçilerin çoğunluğunu 18–25 yaş aralığındaki gençlerin oluşturduğunu belirtti. Babacan, “Korku evleri, tehlike olarak algılanabilecek birçok uyaran barındırır. Bu uyaranlar beyindeki ödül merkezini harekete geçirir ve yüksek miktarda dopamin ile adrenalin salgılanmasına neden olur. Bu hormonların etkisiyle kişi yoğun bir haz ve heyecan hisseder. Gençlerin ödül merkezleri uyarılmaya daha yatkın olduğu için bu deneyim onlar için cazip hale gelir” dedi.

Var olma biçimi

Babacan, gençlerin korku evlerinde hissettikleri bu yoğun duygusal dalgalanmanın var olma ya da canlı hissetme biçimi olarak algılandığını da vurguladı. Babacan, “Korku evlerinde korku, stres, heyecan ve haz aynı anda yaşanır. Bu duyguların yoğunluğu gençlerde güçlü bir benlik farkındalığı yaratabilir. Aynı zamanda korku evleri, gençlerin hem kendilerine hem de arkadaş çevrelerine cesaretlerini ispatlayabildikleri sosyal bir alan haline gelmiştir” diye konuştu. Korku evlerinin “kontrollü uyarım” yarattığını belirten Babacan, beynin hem tehlike sinyali hem de güvenlik hissi arasında gidip geldiğini belirterek, “Amigdala korku uyaranlarını algılayıp dopamin ve adrenalin salgılatırken, beynin başka bir bölgesi kişinin aslında güvende olduğunu bildirir. Bu denge, kişiyi kontrollü bir uyarılma durumunda tutar. Yani kişi korkar ama aynı zamanda bundan haz alır” ifadelerini kullandı. Korku evlerinin popülerleşmesinin bir diğer nedeninin de sosyalleşme olduğunu belirten Babacan, “Korku evleri, birlikte korkmak, destek olmak, görevleri tamamlamak gibi deneyimlerle sosyal bağları güçlendirir. Bu nedenle gençler için yalnızca eğlence değil, aynı zamanda bir bağ kurma alanıdır” diye konuştu.

Zarar verici olabilir

Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Cansu Gerçek ise öfke duygusunun insan olmanın doğal bir parçası olduğunu ancak sağlıklı biçimde ifade edilmediğinde zarar verici hale geldiğini belirterek, “Öfke, kontrol edilmesi gereken, anlaşılması gereken bir duygudur. Öfkenin nasıl kontrol edileceğini tespit etmek için önce öfkenin anlaşılması gerekiyor. Ancak giderek artan şekilde öfkenin bastırıldığını ya da uygunsuz biçimlerde dışa vurulduğunu gözlemliyoruz. Bu nedenle öfke odaları, öfkeyi boşaltmanın bir yolu olarak görülmeye başlandı” dedi. Öfke odalarının özellikle ergen yaş grubunun ilgisini çektiğini ifade eden Gerçek, “Ergenlikte beynin ön bölgesi olan prefrontal korteks henüz tam gelişmediği için gençler düşünmeden eyleme geçmeye daha yatkındır. Öfke odaları, hissettiği olumsuz duyguyu hemen ortadan kaldırmak isteyen gençler için ‘kendini ifade etmenin hızlı bir yolu’ olarak görülüyor” açıklamasını yaptı.

Kendini gösterme alanı

Dr. Gerçek, öfke odalarının sadece duygusal değil, sosyal bir yönü de olduğunu belirterek, “Bazı gençler, bu deneyimleri video çekerek, hikâye paylaşarak sosyal medyada görünür hale getiriyor. Bu da öfke odasını, duyguların ifade edildiği bir yerden çok, ‘kendini gösterme alanına’ dönüştürebiliyor” diye konuştu. Bu mekanların geçici bir rahatlama sağlasa da uzun vadede sağlıklı bir duygu düzenleme yöntemi olmadığının altını çizen Gerçek, “Asıl önemli olan, öfkeyi bastırmadan, kırıp dökmeden, sağlıklı iletişim ve destekleyici ilişkiler aracılığıyla ifade edebilmektir” dedi. Gerçek, “Heyecan yaşamak doğaldır ama bunu güvenli sınırlar içinde yapmak gerekir. Korku evinde hissedilen adrenalin geçicidir; gerçek rahatlama, duygularımızı tanıyıp sağlıklı biçimde ifade edebildiğimizde mümkündür” ifadelerini kullandı

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *