MAĞDUR OLANLAR KIZ ÇOCUKLARI!
Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Merkezi ile İMDAT Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin yürüttüğü son araştırma, tüyler ürperten gerçekleri ortaya çıkardı. Araştırmayı yöneten Prof. Dr. Oğuz Polat, “Elde ettiğimiz veriler, çocuk istismarının yalnızca bireysel bir travma değil, toplumsal bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Çocuğu korumak, aslında toplumu korumaktır” dedi. 864 çocuk istismarı vakasının mercek altına alındığını belirten Polat, vakaların yüzde 83,1’inde mağdurların kız çocukları olduğunu söyledi. Polat, “Toplumsal cinsiyet rolleri, sessizlik kültürü ve utanma duygusu kız çocuklarını görünmez hale getiriyor” diye konuştu.
EN FAZLA İSTİSMAR OLAYI GÜVENLİ OLMASI GEREKEN EVDE YAŞANIYOR!
Vakaların yüzde 71’inin cinsel, yüzde 19,5’inin fiziksel, yüzde 9,5’inin ise her iki tür istismarı içerdiğini ifade eden Polat, “Faillerin profiline bakıldığında ise istismarın çoğunlukla çocuğun yakın çevresi tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. En sık fail yüzde 27,1 ile babalar, ardından yabancılar, komşular, üvey babalar, akrabalar, öğretmenler ve anneler geliyor. Bu tablo, tehlikenin çoğu zaman evin içinden geldiğini ve çocuğun en güvende olması gereken yerde istismarın yaşandığını gösteriyor” dedi. Polat, İstismarın gerçekleştiği mekanlar arasında yüzde 37,8 ile evin ilk sırada yer aldığını açıkladı. Ayrıca her 6 vakadan 1’inin ölümle sonuçlandığına dikkat çekti.
EMPATİK BİR İLETİŞİM OLMALI
Çocuğun korunmasında ilk sorumluluğun aileye ait olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oğuz Polat, “Aileler çocuklarıyla açık, empatik bir iletişim kurmalı. Çocuklara bedenlerinin sınırları, ‘hayır deme hakkı’ ve iyi dokunuş-kötü dokunuş farkı yaşına uygun biçimde anlatılmalı” uyarısında bulundu.