Büyükçekmece'de denizde elleri ve ayakları bağlanmış halde halıya sarılı olarak cansız bedeni bulunan Sedef Güler'in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesi konuşan Anne Gülizar Sezer, “Çocuğunuzun özel eşyalarını alın' diyerek gece saat 22.30’da karakoldan kızımı aradılar. Kızım da koşarak gitti. Ama ona verdikleri şey, çöp torbasının içine sıkıştırılmış, kardeşinin cansız bedeninin sarıldığı halıydı. Savcı bana kızımın cesedinin sarıldığı halıyı ‘özel eşyası’ diye gönderdi. Üzerine perde parçası, ip parçaları konulmuştu. Bunu özel eşyası diye bana verdiler. Kızımın kıyafetleri hâlâ adli tıpta. Hâlâ iade edilmedi. O halı ise aylarca elimde kaldı. Öylesine hoyrat bir sistem ki. Sedef’e gelince herkes gözlerini kapatıyor” diyerek isyan etti.
Zorla alıkonuldu
İş görüşmesi için gittiği Yavuz Güngör’ün kızı H.Y.G’nin evine çağrılmasıyla başlayan süreçte kızının önce darp edildiğini, sonrasında Yavuz Güngör ve Fırat Baykara isimli kişilerin kızını zorla Beylikdüzü’ndeki bir eve götürdüğünü belirten anne Sezer, zorla götürülmesine ilişkin de kayıtların olduğunu belirtti. 7 Haziran’da kızının cesedinin halıya sarılmış, ayağına ağırlık bağlanmış şekilde denizde bulunduğunu söyleyen Anne Sezer, Sedef’in katili Yavuz Güngör için “Sabıkalı bir uyuşturucu baronu. Yıllarca cezaevine girip çıkmış. Hakkında 8 yıl hapis cezası olmasına rağmen firariydi. Elini kolunu sallayarak geziyordu” dedi.
Ayrıntıları anlattı
Anne Sezer, sanık Yavuz Güngör’le kızının tanışma sürecini ayrıntılarıyla anlattı. Acılı anne, “Üç ay önce, kızımın liseden arkadaşı A.Ö. tarafından tanıştırılıyor. A. kızlarımla birlikte otururken bu katil arıyor. ‘Arkadaşlarımla oturuyorum’ diyor. Katil, ‘Yanına uğrayacağım’ diyor. Geliyor, beş dakika oturuyor, tanışıyorlar. İkinci kez 1 ay sonra yine karşılaşıyorlar. Sedef iş aradığını söylüyor. Günlük işlere gittiğinden, palyaçoluk yaptığından bahsediyor. Bu katil de ‘İş çevrem geniş, kızımla beraber bir şeyler kuracağım. Parası da güzel, yanımızda çalışabilirsin’ diyor” ifadelerini kullandı.
Kızının bu konuşmayı kendisiyle ve ablasıyla da paylaştığını aktaran Sezer, “O gün gitmek gibi bir niyeti yoktu. Köpeğini dışarı çıkarmaya hazırlanıyordu. Sonra bu adam ısrarla arayınca, ‘İş güzelse kaçırmayayım, gidip görüşeyim’ dedi. ‘Anneciğim dikkat et, geç gelme’ dedim. ‘Tamam anne en geç saat 12 gibi evde olurum’ dedi” açıklamasında bulundu.
Aradım ulaşamadım
O akşam saat 23.00 gibi yürüyüşe çıkan anne Sezer, eve dönerken kızını aradığını ancak ulaşamadığını söyledi. Anne Sezer, kızı Sedef’e ulaşamayınca karakola gidip yakın arkadaşlarıyla iletişime geçti. Sedef’in iş görüşmesine gittiği kişinin, A. aracılığıyla tanıştırıldığı Yavuz Güngör olduğu ortaya çıktı. Sezer, sanık Yavuz Güngör’ü aradıklarında, Sedef’in görüşmeye geldiğini, kızıyla anlaşamadığını, tartıştıklarını ve evden ayrıldığını söylediğini aktardı. Ancak anne Sezer, polise ifade vereceğini ve adının verileceğini öğrenince sanığın paniklediğini, bu panikten kısa süre sonra da kızının cesedinin halıya sarılıp denize atıldığını ifade etti.
Yerimizde sayıyoruz
Yargılama süreci hakkında da konuşan anne Gülizar Sezer, “Üç duruşma görüldü. Bu dördüncü duruşma. Daha henüz bir arpa boyu yol kat etmedik” dedi. Sezer, Sedef’in katledilmesinde parmağı olanların dışarıda olduğunu belirterek, “Kızımı darp edenler dışarıda, ifade bile vermediler. Savcı karşısına bile çıkartılmadı. Benim kızımın tırnaklarında iki kişiye ait parmak izi var. Biri kadın, biri erkek. İsimleri tespit edildi ama hâlâ ulaşılamıyor” diye konuştu. Mahkemenin tüm taleplerini reddettiğini söyleyen acılı anne, “Yardım edenleri dinleyin dedik, ifadelerini alın dedik. Ama taleplerin hepsi reddedildi. Olayla bağlantılı birçok kişi tutuksuz, ifadeleri bile alınmadı. Sadece Yavuz Güngör ve Fırat Baykara tutuklu” dedi.
ADALET İSTİYORUM!
Mahkemede yaşananları da anlatan anne Sezer, “Katil, mahkemede ‘Beni o torbacılarla karıştırmayın. Ben Sırbistan’a tırla uyuşturucu gönderiyorum’ dedi. Açık açık söyledi. Yıllardır cezaevine girip çıkmış, kondisyonlu bir suçlu. Eğer daha önce biri dur deseydi, kızım bugün hayatta olacaktı. Benim çocuğum bu çeteye kurban gitti. Herkesin parmağı vardır bu cinayette. Çünkü o canavarın dışarıda gezmesine müsaade ettiler. Artık tek bir talebim var. Adalet. Ama onun tarif ettiği adalet, sıradan bir mahkeme kararı değil. Göz göre göre gelen bir cinayetin ardından, bu ülkenin başka Sedefleri kaybetmemesi için verilecek bir emsal karar istiyorum. Bunların arkasını kollayan da, koruyan da suçlu. Benim çocuğum geri gelmeyecek ama başkalarının evlatları katledilmesin diye mücadele ediyorum. Adalet istiyorum. Yardım edenler, gizleyenler, susturanlar da yargılansın. Kimsenin canı bu kadar değersiz olmamalı. Geri gelmeyecek belki ama onun canıyla temizlemeye çalıştığı bu kirli düzenin yıkılması için herkes Sedef’in arkasında dursun” ifadelerini kullandı. Duruşmayı takip eden CHP İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun da, Sedef Güler başta olmak üzere, tüm kadın cinayetlerinin failleri bulunana ve gerekli cezayı alana kadar, devamında da kadın cinayetleri son bulana kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
