Balkan Şehirleri Ağı (B40), Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından, 2021 yılının Kasım ayında kuruldu. Kriz yönetimi, turizm, ekonomi, kültür gibi alanlarda iş birliği yapmak, kent diplomasi kavramını geliştirmek amaçlarıyla kurulan B40 Ağı’nın dönem başkanlığı, sırasıyla; İstanbul, Atina, Tiran, Sofya ve 2026 yılı itibariyle de Zagreb’e geçti. “B40 Balkan Şehirleri Ağı Yerel Ekonomik ve Kültürel İş Birliği Zirvesi”’ne, bu yıl İzmir ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) ev sahipliğinde, “Beyin Dolaşımı, Dijital Göçebeler ve Kentsel İnovasyonun Geleceği” ana temasıyla düzenlenen zirvenin açılışında; İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay, İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve B40 2026 Dönem Başkanı Zagreb Belediye Başkanı Tomislav Tomašević’i temsilen Dražen Lucanin birer konuşma yaptı. Avrupa Parlamentosu milletvekili Dario Nardella, B40 2025 Dönem Başkanı, Sofya Belediye Başkanı Vasil Terziev ve Atina Belediye Başkanı Haris Doukas da zirveye, birer video mesaj yolladı.
İmamoğlu ruhunu taşımaktayız
Zirveye ev sahipliği yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay, “Ekrem İmamoğlu'nun eksikliğinin hepimiz farkındayız. Kendisi B40'ın kurulmasını sağlamıştır. Bugün biz hala onun ruhunu taşımaktayız. Çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Burada dayanışma sadece bir değer değil, bir gerekliliktir. Şehirler birlikte hareket ettiğinde umut verebilirler, ayrımcılığın önüne geçebilirler. B40 Balkan Şehirleri Ağı, İstanbul'da kurulduğunda; daha iyi bir gelecek, iş birliği mottosuyla kuruldu. Amaç; yerel demokrasi, sürdürülebilir kalkınma, iklim ve kültürel iş birliğidir. Burada güçlü bir felsefe var. Balkanlarla dayanışma köprüleri kurulması önemli. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözlerini hatırlamamız gerekiyor. Bu sözler bize gerçek barış ve ilerlemenin ancak sınırlar arasında, kültürler arasında ve nesiller arasında birlikte çalıştığımızda güvence altına alınabileceğini hatırlatıyor,” dedi.
Selam yolladı
Açılışta konuşan İBB Başkanvekili Aslan, katılımcılara, “Seçilmiş İBB Belediye Başkanımız ve B40 Kurucu Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu adına, hepinizi en içten duygularla selamlıyorum,” sözleriyle seslendi. İzmir gibi kadim bir kentte düzenlenen zirvenin, yalnızca Balkan şehirleri için değil, tüm Avrupa ve Akdeniz bölgesi için geleceğe dair önemli bir ortak akıl arayışı olduğunun altını çizen Aslan, “Bugün kentlerimiz, hızla değişen küresel dinamikler karşısında ortak sorunlarla karşı karşıyadır. Bu ortak sorunların başında, şehirlerimizin en değerli kaynağı olan gençlerin ve nitelikli insan gücünün hareketliliği yer almaktadır. Hızla değişen koşullar, özellikle de gençlerin ve yetenekli bireylerin kentler arası dolaşımını daha kritik hâle getirmektedir,” dedi.
Sen ben yok biz var
“B40 çatısı altında yürüttüğümüz bu buluşma, meseleye yalnızca ‘beyin göçü’ çerçevesinden bakmak yerine, ‘beyin dolaşımı’ kavramını öne çıkarmamıza imkân tanıyor,” diyen Aslan, özetle şöyle konuştu: “Yani insan kaynağını kayıp değil, aksine çok yönlü bilgi ve deneyim akışının bir parçası olarak görüyoruz. Bu yaklaşım, kentlerimizi bilgi ve deneyim paylaşımının merkezleri hâline getiriyor; beyin dolaşımını da kent diplomasisinin yeni bir aracı olarak öne çıkarıyor. Kendimize şunu da sormamız gerekiyor: Sürdürülebilir kalkınma ve gelişim için yeterli imkânları temin edebiliyor muyuz? Fikir özgürlüğü, demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmadan gelişim ve değişim, inovasyon bir hayalden başka bir şey değildir. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlere şunu söylemiştir: ‘Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.’ Bizler çok iyi biliyoruz ki; demokrasi, yalnızca hak ve özgürlüklerin değil, aynı zamanda sürdürülebilir ekonomik gelişmenin de güvencesidir.”
İmamoğlu vurgusu
Ekrem İmamoğlu'nun yokluğunun çok hissedildiğini anlatan Aslan, “Bunu çok iyi bilen, bu ideali gerçekleştirmek uğruna şu an aramızda olamayan bir isim daha var: İstanbul'un üç defa seçilmiş Belediye Başkanı ve 15,5 milyon Türk vatandaşının Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu. Sayın Başkanımız, özgürlüklerin ve adaletin gelişimin ve değişimin dinamosu olduğunu ve ülkelerin gerçek potansiyelinin ancak bu sayede ortaya çıkabildiğini bilmektedir. Ancak bu idealini hayata geçirmesi, hukuksuz bir şekilde özgürlüğünden mahrum bırakılarak, engellenmek istenmektedir. Ne yazık ki daha iki gün önce, salı günü, CHP İstanbul İl Başkanı Sayın Özgür Çelik ve yönetimi hukuksuz biçimde görevden alındı. Seçilmişlerin görevden alınması apaçık şekilde demokrasiye zarar vermektedir. Fakat umudumuzu asla kaybetmiyor, demokrasiye inancımızı yitirmiyoruz. Ekrem Başkanımız, Silivri Zindanı’nda daha özgür, demokratik ve adil bir Türkiye ve dünya için çalışmalarına ve mücadelesine devam ediyor. Biz de mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Önemli adımlar atacağız
Önemli adımlar atacaklarını anlatan Aslan, “Tam da bu anlayışla, B40 Balkan Şehirleri Ağı, 2021 yılının Kasım ayında, İstanbul’da, seçilmiş Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde ve ‘Daha iyi iş birliği, daha iyi gelecek’ mottosuyla kuruldu. Bugün geldiğimiz noktada, B40 yalnızca bir girişim olmanın ötesine geçmiş, olgun ve etkili bir ağ olma yolunda hızla ilerleyen güçlü bir platforma dönüşmüştür. Geçtiğimiz hafta, Eurocities ve B40 Ağı ortak heyeti, Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na güçlü bir dayanışma ziyareti gerçekleştirildi. Bu önemli etkinlikte, B40 Başkanı Sayın Vassil Terziev ile 2026 B40 Başkanı ve Zagreb Belediye Başkanı Sayın Tomislav Tomasević, Eurocities Başkan Yardımcısı ve Barselona Belediye Başkanı Jaume Collboni, Atina Belediye Başkanı Sayın Haris Doukas, Budapeşte Belediye Başkanı Sayın Gergely Karacsony de hazır bulundu. Bu buluşma bize bir kez daha gösterdi ki, B40, artık yalnızca bir bölgesel ağ değil; yerel demokrasi, temel hak ve özgürlüklerin savunulması ve dayanışma bağlamında güçlü bir aktör olarak uluslararası sahnede yerini almaktadır. Kentler yalnızca ekonomik büyümenin motoru değil, aynı zamanda demokrasinin de en güçlü taşıyıcı sütunlarıdır. Bugün burada atacağımız adımlar, yalnızca Balkanların değil, tüm Avrupa ve Akdeniz’in geleceğine dair umut verici bir yol haritası sunacaktır” diye konuştu.
Otoriterleşme kötü
Aslan, “Demokratik Değerler Ekonomik Refahı Nasıl Sağlar?” başlıklı panelde yaptığı konuşmada da özetle şunları söyledi: “Şunu hatırlatmak isterim; hukukun üstünlüğü ve fikir özgürlüğü olmadan ne sanayi devrimi olurdu ne de küresel ekonomik güç. Bugün, dünya genelinde de demokratik gerilemenin ekonomide yol açtığı tahribatı görüyoruz. Demokratik kurumların çöktüğü, otoriter yönetimlerin tesis edildiği ülkeler, tarihlerinin en ağır ekonomik krizlerini yaşamaktadır. Ekonomileri sadece enerji gelirlerine bağımlı hale gelmiş, çeşitlendirilmiş büyüme imkânlarından uzaklaşmıştır. Hemen akla, demokrasinin olmadığı bazı ülkelerin gerçekleştirdiği ekonomik mucizeler gelmektedir. Oysa bu tür kalkınmalar, demokrasinin alternatifi değil, küresel demokratik düzenin sunduğu fırsatların geçici bir ürünüdür. Demokrasi olmadan ne gerçek inovasyon ne de sürdürülebilir refah mümkündür. Kısacası; otoriterleşme yalnızca özgürlükleri değil, ekonomik kalkınma potansiyelini de yok etmektedir. Ne yazık ki Türkiye de benzer bir tabloyla karşı karşıya.”

Demokrasi en büyük teminat
Demokrasinin gelişmiş ülkeler içinen büyük teminat olduğunu anlatan Aslan, “Bizler biliyoruz ki, demokrasiyi savunmak, yalnızca etik bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik bir zorunluluktur. Demokrasi olmadan yatırımcı güveni, sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refah mümkün değildir. Türkiye’de ve dünyada yaşananlar, bize tekrar gösteriyor: Otoriterleşme, kısa vadeli siyasi kazanç uğruna uzun vadeli ekonomik yıkımı beraberinde getirir. Sonuç olarak; demokrasi, sürdürülebilir ekonomik gelişmenin en güçlü teminatıdır. Avrupa’nın tarihi, dünyanın deneyimleri ve veriler bize bunu kanıtlamaktadır. Türkiye örneği ise, demokrasiden uzaklaşmanın bedelini hepimize göstermektedir. Bu noktadan hareketle, Balkan şehirleri olarak bizlere düşen görev, yalnızca kentlerimizi yönetmek değil; demokrasiyi, dayanışmayı ve ortak geleceğimizi korumaktır. Çünkü demokrasi, yalnızca bir ülkenin değil, tüm Balkanların ve tüm insanlığın ortak değeridir. Gelin, demokrasiyi yalnızca siyasi bir tercih değil, aynı zamanda ekonomik refahın sigortası olarak sahiplenelim. Çünkü demokrasiyi yaşattığımız sürece, kentlerimiz daha güçlü, halklarımız daha mutlu, geleceğimiz daha aydınlık olacaktır” dedi.