Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Ara
Damga İstanbul Haberleri Bir sahil gaspı daha!

Bir sahil gaspı daha!

Gazetemizin Büyükçekmece Güzelce Mahallesi'nde sahil işgalini duyurmasının ardından bir işgal haberi de Karaköy'den geldi. İstanbul’un simgesel kıyı hattı Karaköy’de halka açık olması gereken sahil şeridinin restoran, otel ve kafelerin işgali altında olması dikkat çekti.

Okunma Süresi: 2 dk

Gazetemizin 6 Ağustos 2025 tarihli sayısında, “Güzelce'ede eşkıyalık” başlığıyla yayımlanan haberde, Büyükçekmece'nin Güzelce Mahallesi'nde sahil bandının siteler tarafından işgalini gündeme getirmiştik. Güzelce'deki işgalin yankıları sürerken, Karaköy Sahili'nin de aleni şekilde halka kapatıldığı öğrenildi. İstanbul’un en gözde semtlerinden, turistlerin en uğrak noktalarından olan Karaköy’de boğazı seyretmenin gün geçtikçe zorlaştığı ortaya çıktı. Cumhuriyet'in haberine göre iskeleden inen bir kişinin tekrar denizi görebilmesi için tam 15 dakika boyunca durmadan yürümesi gerekiyor. Çünkü halka açık olan sahil hattının büyük bölümü artık özel işletmelerin işgalinde. İstanbul’un en eski ve simgesel sahil hatlarından Karaköy’de Kıyı Kanunu’na göre halka açık olması gereken kıyı şeridi, restoran kafelerle ve otellerle adeta çevrilmiş durumda.

Kıyıya duvar örüldü

Karaköy sahilinde bulunan Peninsula Otel’in kıyıya ördüğü duvar kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Bölgede Galataport’un bulunması ve sahilin yoğun ticari yapılaşmaya maruz kalmasıyla Karaköy bugün neredeyse tamamen özel işletmelerin kullanımına bırakılmış durumda. Kamuya ait olması gereken kıyı şeridi, özel işletmelerce kapatılmış halde. Vapurdan Karaköy İskelesi’nde inen ve Kabataş yönüne doğru ilerlemek isteyen bir kişinin tekrar deniz manzarasına kavuşabilmesi için tam 15 dakika boyunca hiç durmadan yürümesi gerekiyor. Üstelik yürünmesi gereken güzergâh “engelli koşu” parkurunu andırıyor. Çünkü yol üzerindeki özel işletmeler, kaldırımları işgal etmiş durumda. Özellikle otellerin önleri vale hizmetleri nedeniyle yoğun şekilde kullanılıyor. Bu nedenle yayaların zaman zaman kaldırımdan inip araç yolundan yürümesi gerekiyor. Ayrıca işletmelerin birçoğunun kaldırıma yerleştirdiği dubalar nedeniyle günün en sakin saatlerinde dahi yayalar bazı noktalarda tek sıra halinde ilerlemek zorunda kalıyor. Denize sıfır inşa edilen oteller ve restoran-kafelerin önünden geçerken ancak kendinizi zorlayarak binaların arasından boğazı görme imkânınız oluyor.

Bariyer koymuşlar

Tüm bunların yanı sıra, kaldırıma park edilen araç ve motosikletler de yürümeyi zorlaştırıyor. Bu durum engelli bireylerin ya da çocuklu ailelerin yürüyebilmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor. “Sonunda denizi gördüm!” dediğiniz anda ise İstanbul Boğazı ile aranıza Galataport alışveriş merkezinin camları ve demir bariyerleri giriyor. Siz ise konteynerlerden taşan çöplerin yanından geçerek, yürümeye devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Sonunda ise Galataport’un x-ray kontrolünden geçtikten ve içerideki işletmeleri arkanızda bıraktıktan sonra denize ulaşabiliyorsunuz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *