Silivri Cezaevi'ndeki tutuklu gazeteci Fatih Altaylı, aynı cezaevinde tutuklu CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile röportaj yaptı. İmamoğlu, Terörsüz Türkiye ismiyle başlatılan süreç ile ilgili "Bütün bileşenler bu sürecin parçasıdır. Terörsüz ve Demokratik Türkiye hedefinin asıl sahibi milletimizin kendisidir" ifadelerini kullandı.
Samimiyet aramıyoruz ciddiyet arıyoruz
İmamoğlu, Altaylı'nın TBMM'de kurulan komisyon ile ilgili olarak AKP'nin samimiyetine inanıyor musunuz? sorusuna yanıt olarak: "Ülkenin ve milletin kaderini böylesine derinden etkileyen bir mesele varsa adres millet iradesinin en üst kurumu olan TBMM'dir. Halkın temsili olmadan; onların dertleri, endişeleri, umutları ve hayalleri seslendirilmeden ne barışı sağlayabiliriz ne de bu barışı geleceğe taşıyabiliriz. Bu sebeple biz Meclis'te kurulacak bir komisyon etrafında çoğulcu ve kapsayıcı bir iradeyle bu sürecin gerekliliklerinin yerine getirilmesini ve milletin sürece dahil edilmesini ilk öneren parti olduk. İktidar tarafından girişilen komisyon çabası önemli, değerli ve zorunludur. Bizim görevimizse bu komisyonu milletimize gerçek mamada demokrasi, adalet ve toplumsal barışa armağan edecek çalışmalar yapmasını sağlamak, milletin sözünü komisyona taşımaktır. Biz bu sürecin demokrasiye, adalete ve yeni bir toplumsal mutabakata duyduğu ihtiyaca cevap verdiği müddetçe gerçek manasını bulacağına inanıyoruz. Biz hiçbir zaman iktidardan samimiyet ve iyi niyet beklemedik. Sözümüzü esirgemedik. Gerçek bir muhalefetten de geri durmadık. Samimiyet aramıyoruz fakat ciddiyet arıyoruz. Bu süreç AKP'den ibaret değildir. Bütün bileşenler bu sürecin parçasıdır. Terörsüz ve Demokratik Türkiye hedefinin asıl sahibi milletimizin kendisidir." ifadelerini kullandı.
CHP CUMHURİYETİN SİGORTASIDIR
İmamoğlu CHP'nin komisyona girmesine ilişkin "Birliğimiz ve bölünmez bütünlüğümüz esastır. Ay yıldızlı bayrağımızın altında Türkiye Cumhuriyeti'nin vatan evlatları olarak 86 milyonun eşit hissedarlığı esastır. Elbette hatalarımızdan ders çıkararak yaşadığımız çok büyük acıların yerine huzurun, barışın ve daimi bir birlikteliğin alması için çalışmalıyız. Şartlarımız var. Bu şartlar demokratikleşme, adaletin tesisi ve toplumsal barışın inşasıdır. Milletimizin bu sürece dair endişelerini görüyoruz. Herkes müsterih olsun. CHP demokrasinin, adaletin, barışın ve nihayetinde cumhuriyetin sigortasıdır." açıklamalarında bulundu.
KÜRTÇE ÖĞRENMEYE GAYRET EDİYORUM
Bir gün İstanbul'daki bir pazar ziyaretinde bana duygu dolu, güzel gözleriyle sevgi dolu duygularını Kürtçe dile getiren annemin sözlerini anlayamadan gözlerim nemli dinledim. Neden Türkçe bilmiyor? Neden annemiz Türkçe öğrenememiş? Neden bu imkan annemize sağlanamamış dedim. Ama sonra düşündüm ve kendime, "Sen neden biraz da olsa Kürtçe öğrenip aynı vatanı paylaştığın şu anneye birkaç cümle kurmayı düşünmedin?" diyerek elbette kendimi sorguladım. Aynı şehri paylaştığım komşularımın, vatandaşlarımın dilini azıcık bile olsa bilmem gerekir diyerek Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum."
TARİHİ BİR SORUMLULUĞUMUZ VAR
Tarihi bir sorumluluğumuz var. Temel amacımız bugünü kurtarmak olamaz. Bu ülkede kimsenin koltuğu kendisine ait değildir. Bu ülkede 150-200 yıldır sandık mücadelesi veriliyor. Ama özellikle 102 yıldır Atatürk Cumhuriyeti ile makamların tamamı milletimize aittir. Kayyım diyerek AYM ve AİHM'i reddederek huzur da barış da gelmez. Ben memleketimin 86 milyon bütün vatandaşlarıyla tüm etnik köken, dil ve inançlarıyla muazzam bir geleceği kurabileceğine çok inanıyorum. Bu inancın temelinde de özellikle Türk, Kürt gençleri ve çocukları görüyorum."