Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
15°
Ara
Damga Genel Deprem korkusu geçmedi! İşte o rapor!

Deprem korkusu geçmedi! İşte o rapor!

İstanbul'daki 6,2'lik depremin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenlerince hazırlanan ön raporda, enerjinin sadece yüzde 12'sinin boşaldığı kaydedilirken; Marmara için sıkça anılan 7,8 büyüklüğündeki deprem senaryosunun korku yaratmak amacıyla değil, gerçek mühendislik hesabıyla ortaya konulduğu belirtildi.

Okunma Süresi: 4 dk

İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral koordinasyonunda, Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Seda Yolsal Çevikbilen, Doç. Dr. Tuna Eken, Prof. Dr. Hülya Kurt, Doç. Dr. Beyza Taşkın ve Dr. Murat Şahin'in yer aldığı Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (MATAM) Grubu tarafından "23 Nisan 2025 Orta Marmara Sırtı Depremi (Mw 6,2: 12.49 - 26 km Silivri Güneyi)" başlıklı ön rapor hazırlandı. Rapora göre, 23 Nisan 2025'te saat 12.49'da Marmara Denizi'nin orta kesiminde yer alan Orta Marmara Sırtı'nda yerin 13 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem yaklaşık 13 saniye sürdü. Deprem, 26 Eylül 2019'da yaşanan 5,8 büyüklüğündeki Silivri depreminin yaklaşık 5 kilometre güneyinde gerçekleşirken, 25 Nisan itibarıyla bölgede 291'in üzerinde artçı sarsıntı kaydedildi.


Lokasyon uyumu


Rapora göre artçı depremler, yaklaşık 40 kilometre uzunluğunda ve 12 kilometre genişliğinde bir alanda, ana fayın kuzeyinde yoğunlaştı. Bu sarsıntılar özellikle Kumburgaz Havzası ve kuzey bloktaki ikincil fay hatlarında kümelendi. Bazı artçılar 30 kilometre derinliğe kadar ulaştı. Depremin meydana geldiği bölgenin, en son Mayıs 1766'da deprem üreten Doğu Sırt Kuzey Segmenti (Kumburgaz Fayı) ile Silivri Sırt Güney Sınır Fayı arasında yer aldığı ifade edilirken, 2019'daki Silivri depremleri sonrasında bölgede gözlenen gerilim değişimi ile 2025'teki depremin lokasyonu arasında uyum bulunduğu vurgulandı.


30 cm yer değiştirme


Yapılan hesaplamalarda, 1766'dan bu yana biriken sismik gerilimin yaklaşık yüzde 12'sinin bu depremle boşaldığı değerlendirildi. Rapora göre, ana şokun yaklaşık 20x12 kilometrelik bir alanda 30 santimetrelik yer değiştirmeyle meydana geldiği belirlendi. Ulusal ve uluslararası gözlem kuruluşları, depremin sağ yanal doğrultulu faylanma karakteri taşıdığını bildirdi. Akademisyenlerin hazırladığı ön raporda, depremin ivme değerine ilişkin bulgulara da yer verildi. Depremin hissedildiği Marmara Bölgesi'ndeki tüm il ve ilçelerin yer aldığı tabloda, en yüksek ivme değeri İstanbul'un Küçükçekmece ilçesinde ölçüldü. Küçükçekmece'yi, Eyüp, Marmara Ereğlisi ve Avcılar takip etti. Kumburgaz Fayı'na ilişkin analizlerde, 1766'dan bu yana bölgede biriken 3,7 metrelik atımın yalnızca 0,3 metresinin bu depremle boşaldığına vurgu yapıldı.

 

Haberci değil ama!

 

MATAM Müdürü Prof. Dr. Cenk Yaltırak, AA muhabirine, son depremin Marmara Denizi içerisindeki Kumburgaz segmentinin yalnızca 20 kilometrelik kısmında gerçekleştiğini söyledi. Kumburgaz segmentinin tamamının 80 kilometre uzunluğunda olduğunu belirten Yaltırak, "Fayın yalnızca küçük bölümünde yaklaşık 30 santimetrelik bir hareket yaşandı. Halbuki aynı bölgede 3,7 metrelik bir gerilim birikmiş durumda. Bu, büyük depremin habercisi değil ama 'Stres boşaldı.' demek de yanlış. Fayın büyük kısmı hala yerinde duruyor” dedi. Yaltırak, tarihsel örneklerden yola çıkarak çoklu kırılmaların giderek daha anlaşılır hale geldiğini anlatarak, “1999 İzmit depremi örneğinde olduğu gibi tek bir deprem değil, üç ayrı fayın aynı anda kırılmasıyla oluşan bir dizi deprem yaşadık. İlk büyüklük ölçümleri 7,4'tü ama moment hesapları 7,5'i buldu. Üstelik o gün Düzce kırılmadı, o da bir ay sonra kırıldı. Eğer aynı gün kırılmış olsaydı, bugün yaşadığımız yıkım çok daha büyük olurdu” diye konuştu.


Bu kadar basit!


Prof. Dr. Yaltırak, Marmara için sıkça anılan 7,8 büyüklüğündeki deprem senaryosunun korku yaratmak amacıyla değil, gerçek mühendislik hesabıyla ortaya konulduğuna dikkati çekti. 7,8 büyüklüğündeki depremi kendilerinin uydurmadığını vurgulayan Yaltırak, “Bu sayı, bilimsel olarak yapılmış doktora çalışmalarıyla, moment hesaplarıyla, fay uzunluklarıyla hesaplandı. Yani bu rakamın arkasında ciddi bir akademik emek, yüzlerce uzmanın çalışması var. Mühendis olarak görevimiz, toplumun karşı karşıya kalabileceği en büyük riski tanımlamaktır” ifadelerini kullandı. Depreme karşı önlem almanın önemine işaret eden Yaltırak, "Bir kova düşünün, dört gözlü. Bu kovanın içi doluysa, dört parça da bir anda boşalabilir. Ya hepsi boşalırsa, biz ona göre önlem almazsak ne olur? Bir segment kırılırsa 7,1 olur, diğeri de kırılırsa 7,4, üçü kırılırsa 7,6, dördü kırılırsa 7,8. Eğer siz 7,1'e göre şehirlerinizi tasarlarsanız, 7,8 olursa ölürsünüz ama 7,8'e göre hazırlarsanız, 7,1 olursa bir şey olmaz. Bu kadar basit. Toplumun bunu anlaması lazım." şeklinde konuştu. AA


 


 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *