Aşure kaynatma geleneği, Fatih Kocamustafapaşa'daki tekkede bugün yeniden uygulandı. Kerbela'nın anıldığı programda mersiyeler, zikirler, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve şifa ayetleri eşliğinde kaynatılan aşure, tevhid, ilahi ve dualarla mahalle sakinleri ile misafirlere ikram edildi. İnsan ve İrfan Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Fatih Çıtlak ile Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Can'ın yanı sıra vakıf gönüllüleri ve çeşitli illerden konuklar etkinlikte hazır bulundu.
400 senelik ritüel
Çıtlak, AA muhabirine, muharrem ayının ilk aşuresinin 500-600 yıldır Sümbül Efendi Merkez Tekkesi'nde piştiğini belirterek, "İlk önce burada kaynarmış çünkü Hz. Hüseyin efendimizin kızları burada. İstanbul'un Kerbela'sı Sümbül Sinan Efendi'dir. Aşure kaynatmayı ifrata kaçmadan, hiç kimseye sövmeden, Ehlibeyt aşkını muhabbetle anarak, Peygamber Efendimize salatüselam, Ehlibeyti Mustafa'ya, ashabına dualarla en az 400 senelik ritüeli usta çırak ilişkisiyle yürütüyoruz." dedi.
Beraberliğin şiarı
Kendisinin son kuşak olduğunu ifade eden Çıtlak, şunları kaydetti: "Bu galiba 40 ya da 41. aşure. Gençliğimden beri yapıyorum. Burada biz aslında aş kaynatmıyoruz. İnsanları birbirine kaynaştırmaya çalışıyoruz ve bu çok iyi bir metot. İnsanlar muhabbetle bir şeyin piştiğini görüyor, evde yemek pişirirken de muhabbet ediyor. Hüzünlerinde birleşen toplumlar, ileriye matuf bir şey bırakabilir. Sevinçle herkes arkadaşımız olur. Hüznü bal etmek ve o hüzünde birleşmek, bir milletin, bir ailenin, birlik ve beraberliğin şiarıdır. Bizler aşurede bunu ritüelleriyle, düşüncesiyle aynı şekilde yaşatmaya çalışıyoruz. Çıtlak, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda postnişinlik kadrosu tahsis edildiği için bu geleneği yaşatmayı büyük sorumluluk olarak hissettiğini aktararak, "Aynı zamanda araştırmalarıma devam ediyorum. Bunu akademik mahfillerde, gizli, tozlu raflarda değil, halkın içerisinde, onlarla beraber yapmaya gayret ediyorum” şeklinde konuştu.