Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, çocuklar ve gençler sosyal medya ile dijital teknolojilere her zamankinden daha fazla maruz kalıyor. Uluslararası araştırmalar, bu yoğun temasın zihinsel ve duygusal gelişim üzerinde ciddi riskler barındırdığını ortaya koyuyor. Avustralya, İsviçre, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde çocukların sosyal medya kullanımına yönelik kısıtlamalar gündeme gelirken, Türkiye’de de uzmanlar toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Çok önemli bir kitap
Psikolog Semra Aydın, “Dijital Çocukları Anlama Rehberi” adlı kitabında, dijital çağda çocukların karşı karşıya olduğu tehlikeleri bilimsel veriler ışığında değerlendiriyor. Aydın, sosyal medya ve akıllı telefon kullanımının çocuklarda analitik düşünme, hafıza, empati ve sosyal becerilerde gerilemeye yol açtığını, ayrıca kaygı ve dikkat eksikliği gibi sorunların da giderek arttığını belirtiyor.
Sosyal ilişkileri zayıflatıyor
Aydın, gazetemize yaptığı açıklamada, “Dijital platformlar, çocukların gelişim dönemlerinde karşılanması gereken temel ihtiyaçları gölgede bırakabiliyor. Özellikle 13 yaşından küçük çocukların sosyal medya ve akıllı telefon kullanımı, çocukluk döneminin doğal akışını bozuyor; oyun, arkadaşlık ve aile içi iletişim gibi temel gelişim alanlarında eksikliklere yol açıyor. Son araştırmalar, çocukların ekran başında geçirdiği sürenin artmasıyla birlikte, uyku düzenlerinin bozulduğunu, sosyal ilişkilerinin zayıfladığını ve duygusal dayanıklılıklarının azaldığını gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Teknolojiye arkamızı dönemeyiz
Teknolojinin tamamen yasaklanmasının gerçekçi olmadığını vurgulayan Aydın, ailelerin bilinçli ve rehberlik edici bir tutum sergilemesinin önemine dikkat çekiyor. “Çocuğu teknolojiden uzak tutmaya çalışırken, çağın gerçeklerine ve teknolojik yeniliklere arkamızı dönemeyiz. Anne babalar çocuklarına ‘teknoloji bağımlısı’ etiketi yapıştırmadan önce, bir ruh sağlığı uzmanından görüş alsa iyi olur,” diyor. Uzmanlar, ekran süresinin sınırlandırılması, dijital içeriklerin yaşa uygun seçilmesi ve çocukların çevrimdışı sosyal etkileşimlere teşvik edilmesinin sağlıklı gelişim için temel adımlar olduğunun altını çiziyor.
Eğitimciler de faydalanabilir
“Dijital Çocukları Anlama Rehberi” kitabında, çocukların bilgiye hızlı erişiminin getirdiği avantajlar ve riskler, aile içi iletişimi güçlendirmeye yönelik öneriler ve yeni nesil öğrenme teknikleri ele alınıyor. Ayrıca, dijital ortamda karşılaşılabilecek sorunlara karşı ailelerin ve eğitimcilerin alabileceği önlemler detaylandırılıyor.
Sağlıklı beden sağlıklı ruh
Aydın, ebeveynlerin teknolojik sınırlamalar getirirken kendi dijital alışkanlıklarına da özen göstermesi gerektiğini hatırlatıyor ve şu uyarıda bulunuyor: “Çocuklarımızın sağlıklı, mutlu ve üretken olmasını istiyorsak, hem kendimizi hem de onları dijital dünyanın olumsuz etkilerinden korumamız gerekiyor. Sağlıklı bir bedenin ihtiyacı nasıl dengeli beslenme ve sporsa, sağlıklı bir ruh ve güçlü bir zihin için de yeterli teknoloji, bolca sevgi ve güçlü aile-arkadaş bağları gereklidir.”