Son yıllarda artan küresel ısınma ile birlikte sel ve su baskınlarının yaşamı tehdit eden boyutlara ulaştığını belirten Faruk Çebi, rant projeleri ile doğaya zarar veren yanlış uygulamaların bu durumu daha da derinleştirdiğine dikkat çekti. "Tıpkı depreme karşı geliştirilen ‘Kentsel Dönüşüm’ gibi, sel felaketlerine karşı da ‘Kırsal Dönüşüm Projesi’ hayata geçirilmelidir," diyen Çebi, bu projenin yalnızca yüzeysel bir çözüm değil, havzaların ekolojik restorasyonunu hedefleyen bir model olduğunu ifade etti.
Yasalar yeniden düzenlensin
Çebi’nin önerisine göre proje kapsamında, başta orman yasası olmak üzere birçok yasada köklü değişiklikler yapılması gerekiyor. Bu değişikliklerin temelinde ise vatandaşın doğayla yeniden barıştırılması yatıyor: Devlet adına gasp edilmiş tapulu araziler ön koşulsuz sahiplerine iade edilmeli. Tapusuz ancak üzerinde mülkiyet hakkı bulunan alanlar, orman yetiştirme şartıyla sahiplerine verilmelidir. Ormandan kazanılmış tarım arazileri, mülkiyet gözetmeksizin ağaçlandırma projeleriyle ormanlaştırılmalıdır.
Büyük felaketler kapıda
Projenin, ekonomik getirisi olmaması nedeniyle bugüne dek göz ardı edildiğini belirten Çebi, bu durumun hayati tehlikeler barındırdığını ifade etti: “Gerekli önlemler alınmazsa, çok daha büyük toplu ölümler, toprak kaymaları ve tsunami benzeri su baskınları yaşanması kaçınılmaz olacaktır.”
Doğaya dönüş şart
“Kırsal Dönüşüm Projesi” ile, sel felaketine maruz kalmış bölgelerin orman varlığı başta olmak üzere tüm doğal değerlerinin yeniden kazanılması hedefleniyor. Faruk Çebi, artık doğayla uyumlu yaşam biçimlerine geçmenin bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini belirtiyor.