Zeytinburnu Belediye Meclisi’nin aralık ayı ilk toplantısında gündem dışı konuşan CHP’li Süleyman Dağ, Türkiye'de temel insan haklarının baskılandığını, yok sayıldığını, iktidardan farklı düşünenlerin baskı ya da yargı tehdidi ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Başta CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu olmak üzere, birçok ilçe belediye başkanı ve bürokratının akla ve mantığa sığmayan şekilde yeni suçlar icad edilerek tutuklu olduğunu belirten Dağ, Esenyurt eski Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanıp, ardından suçsuzluğunun anlaşılması örneğini vererek, “Suç sabit oluncaya kadar özgürlük esası korunmalıdır. Zira bu da bir insan hakkıdır” dedi.

Bakırköy'le kıyaslamayın
CHP’li Özdenur Şentürk ise emeklilerin durumunda bahsederek, Zeytinburnu’nda dışarı çıkıp bir çay içmek isteyen emeklilere özel bir sosyal mekan olmadığını belirterek, “Emekli Evi Sosyal Kafe” önerisini sundu. Önerge oy birliği ile başkanlık makamına havale edildi. CHP’li üyelerin önergelerine ve gündem dışı konuşmalarına Ak Parti adına cevap veren Grup Başkanvekili Muhammet Kaynar, öncelikle Zeytinburnu’nda emeklilerle birlikte tüm halkın faydalandığı Millet Kıraathanelerin olduğunu ve çayın ücretsiz olduğunu söyleyerek, belediyenin parklarda açtığı Z Kafelerden bahsetti. Tüm vatandaşların çok uygun fiyata hizmetlerden faydalanabilmesini sağlamak amacıyla kurulan Z Kafe’lerin kıyaslanan CHP’li diğer belediyelerden çok daha ileri düzeyde olduğunu vurgulayan Kaynar, “Zeytinburnu'nu hele hele Bakırköy'le hiç kıyaslamayın” dedi.

Sayıyla algı yapmayın!
CHP’li Süleyman Dağ’ın konuşma içeriğini de kamuoyunun vicdanına bıraktığını söyleyen Kaynar, insana yaklaşımda Türkiye’nin sayılı ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Ülkemizi kötülemek için yurt dışında açılan FETÖ bağlantılı istatistiklere dayanarak kıyaslama yapılması doğru değil” dedi. Türkiye’nin adalet ve hukuk konusunda daha ileriye gittiğini belirten Kaynar, CHP’nin ezber sözlerle muhalefet yaptığını, gözaltı, yargılanma ve mahkumiyet kavramlarının ayrı şeyler olduğunu söyledi. Kaynar, İmamoğlu ile ilgili 143 ayrı eylemin olduğunu ve her eylemin karşılığının iddianamede belirtildiğini ve CHP’lilerin toplam olarak 2 bin 300 yıla tekabül eden sayıyla algı yarattığını ifade etti.
Herkes kanunlara uyacak
Klişe laflar ve ezber cümlelerle bu işlerin olmayacağını söyleyerek, iddianameleri Ak Parti’nin hazırlamadığını belirten Kaynar, “Bu ülkede yargılanma hakkını bile elde etmeden idam edilen insanlar biliyoruz. Bu zihniyetin yönettiği dönemlerde, önce asalım sonra yargılayalım olarak tarif ediliyor” dedi. İmamoğlu hakkında söylenen ‘Potansiyel cumhurbaşkanı’ deyimini de eleştiren Kaynar, “Seçim olduğu zaman Cumhurbaşkanı adayı olur. Seçim yokken aday olma diye bir şey de yoktur. Potansiyel cumhurbaşkanı ne demek yani? Bu işte bu zihniyet böyle arkadaşlar” dedi. Ortada yaklaşık 4 bin sayfalık bir iddianame olduğunu belirten Kaynar, “Okudunuz mu? Yok. Ama gelip burada hamaset nutukları atarsınız. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok arkadaşlar. Bu ister belediye başkanı olsun, ister avukat olsun, isterse başka bir meslekten biri olsun. Herkes kanunlara uyacak” ifadelerini kullandı.
Eyvallah mı diyelim!
31 yıldır avukatlık mesleğini icra ettiğini belirten Kaynar, “Yani biz bu ülkede rüşvet alana, ihaleye fesat karıştırana, kamu malını kendi kişisel amaçları için kullanana eyvallah mı diyelim. Arkadaşlar seçim 2023'te yapıldı. Sizin aday gösterdiğiniz kişi yüzde 60'la seçiliyor dediniz. Hatta tiyatro olarak oynadınız. Sonra millet kararını verdi. Sandıkta boyunuzun ölçüsünü aldınız, oturdunuz. Ama işin ilginç tarafı şu. Cumhurbaşkanı ilan ettiğiniz yüzde 60'la seçiliyor dediğiniz kişiyi şu anda linç ediyorsunuz ve biz onun haline üzülüyoruz. 2018’de Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu, Sayın Muharrem İnce Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayıydı. Cumhurbaşkanımız da AK Parti'nin adayıydı. Adama sarhoş deyip bütün hakaretleri yaptılar, linç ettiler. Sonra 2023'e geldik. 2023 seçiminden önce tekrar bir seçim oldu. Yani artık kesin kazanıyoruz dediler. Bizi yargılayacak, mahkum edeceklerdi. Şimdi Piro’yu yerden yere vuruyorlar. Cezaevinde şu anda tutuklu bulunan kişi Cumhurbaşkanı adayı gösterilmiş. Nasıl 2018'deki cumhurbaşkanı adaylarını linç ettilerse, nasıl 2023'teki cumhurbaşkanı adaylarını hala şu anda linç ediyorlarsa o içeridekini de linç edecekleri günler yakındır. Ama bize bulaşmayın. Kendi içinizdeki bu linç kültürünüzü kendiniz gerçekleştirin arkadaşlar. Ama bize bulaşmayın” tepkisini gösterdi.

ÇİFTE STANDART VAR
Ekrem İmamoğlu iddianamesindeki 103 eylemle ilgili bütün suçlamaları tek tek anlatabileceğini belirterek, “Yüzünüz kızarmadan dinleyebilecekseniz de tebrik edeyim sizi” diyen Muhammet Kaynar, “En azından ne ile suçlanıyoruz diye oturun okuyun arkadaşlar. Başkalarını suçlayarak işin altından kalkamazsınız” dedi. Kaynar’ın konuşmasına tepki gösteren CHP Meclis Üyesi Cemal Aydar, AK Parti'yi KİPTAŞ projeleri üzerinden yandaşlara arazi verme ve usulsüz vatandaşlık sağlama iddialarıyla suçladı, İBB seçimlerinin iptalini "zulüm" olarak nitelendirdi. CHP Grup Başkanı Hüseyin Üsküdar ise yargıdaki hızlı tutuklama ve ardından beraat etme pratiklerinin insanların onurunu zedelediğini savundu. CHP Meclis Üyesi Düzgün Kaya da hukukta çifte standart olduğunu iddia ederek, AK Parti Genel Başkanı hakkında geçmişte yapılan yolsuzluk iddialarını hatırlattı. Kaya, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında Bülent Arınç tarafından dile getirilen “Ankara'yı parsel parsel sattı” iddialarına rağmen bağımsız yargının neden harekete geçmediğini sorarak, Rahip Brunson’un hızlı bir şekilde serbest bırakılıp ABD’ye gönderilmesini de çifte standart örneği olarak gösterdi.