Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Ara
Damga Sağlık Testis kanseri çözümsüz değil!

Testis kanseri çözümsüz değil!

Batıgöz Sağlık Grubu Balçova Cerrahi Tıp Merkezi Tanısal Radyoloji Uzmanı Dr. Aresh Soudmand, testis kanserinin özellikle genç yaş grubundaki erkeklerde görülebilen ve erken dönemde fark edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksek olan bir kanser türü olduğunu belirtiyor

Okunma Süresi: 4 dk

Toplumda yeterince konuşulmaması ve farkındalığın düşük olması nedeniyle birçok erkek bu hastalığın belirtilerini göz ardı edebiliyor. Oysa erken teşhis, testis kanserinde tedavi sürecini büyük ölçüde kolaylaştırıyor ve iyileşme oranlarını belirgin şekilde artırıyor. Testis kanseri, özellikle genç yaş grubundaki erkeklerde görülebilen ve erken fark edildiğinde tedavisi oldukça başarılı olan bir kanser türüdür. Toplumda çok fazla konuşulmadığı için birçok kişi bu hastalıkla ilgili yeterli bilgiye sahip değildir. Oysa ki erken teşhis edildiğinde iyileşme oranları yüksektir. Bu yüzden testis kanserini tanımak, belirtilerini bilmek, kendi kendini muayenenin önemini öğrenmek ve gerektiğinde tıbbi yardım almak hayati öneme sahiptir. Testis kanseri genellikle genç erkeklerde görülür; özellikle 15 ile 40 yaş arasındaki erkekler risk grubundadır. Bu yaş aralığı geniş olduğu için genç yaşlardan itibaren düzenli kontrol oldukça önemlidir.

Ağrı yok deyip geçme

Testis kanseri çoğu zaman tek bir testiste başlar. Erkeklerin çoğu testislerinde ağrı, şişlik veya sertlik hissettiklerinde bunu önemsemeyebilir.  “Belki darbe almışımdır”, “Bir süre sonra geçer” gibi düşüncelerle doktora gitmeyi ertelerler. Ancak testis kanseri genellikle ağrı yapmadan ilerleyebilen bir kanser türüdür. Yani ağrı olmaması, her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmez. Erkeklerin kendi bedenlerini tanımaları, belli aralıklarla testislerini kontrol etmeleri ve herhangi bir farklılık hissettiklerinde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmaları çok önemlidir.

Risk faktörü belirgin olmayabilir

Testis kanserinin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle birlikte bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Doğuştan inmemiş testise sahip olmak bu risk faktörlerinin başında gelir. Bebeklik döneminde testisin skrotuma yani torbaya inmemiş olması, ileride testis kanseri geliştirme ihtimalini artırabilir. Bunun dışında ailede testis kanseri öyküsü olması, bazı genetik durumlar, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu hastalıklar ve bazı çevresel etkenler de risk faktörü olarak sayılabilir. Fakat bazı hastalarda hiçbir risk faktörü bulunmaz; yani herkes için dikkatli olmak değerlidir. Testis kanserinin belirtileri genellikle testiste ağrısız bir şişlik, ele gelen bir sertlik ya da testisin normalden daha büyük ya da daha ağır hissedilmesi şeklinde ortaya çıkar. Bazı kişilerde testiste veya kasık bölgesinde hafif bir ağrı olabilir. Nadir durumlarda memelerde hassasiyet ve büyüme bile görülebilir. Bu tür değişikliklerin fark edilmesi durumunda doktora başvurmak büyük önem taşır. Çünkü erken teşhis, tedavi sürecini büyük ölçüde kolaylaştırır.

Ultrasonda belli oluyor

Testis kanseri teşhisi genellikle fizik muayene ve ultrason incelemesiyle yapılır. Ultrason, testisin iç yapısını ayrıntılı bir şekilde gösteren, radyasyon içermeyen ve son derece güvenilir bir görüntüleme yöntemidir. Hastalar çoğu zaman ultrasonun kolay ve hızlı bir işlem olduğunu duyunca rahatlar. Gerekli görüldüğünde bazı kan testleri de yapılır. Bu kan testlerinde bakılan belirteçler, hastalığın türünü ve seviyesini anlamaya yardımcı olur

Tedavide başarı oranı yüksek

Testis kanserinin tedavisi hastalığın tipine, evresine ve hastanın genel durumuna göre değişir. Erken evrede yakalanan testis kanserlerinin çok büyük bir kısmı başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavide çoğu zaman cerrahi yöntemle kanserli testisin çıkarılması ilk adımdır. Bu işlemden sonra patoloji sonucuna göre kemoterapi veya radyoterapi uygulanıp uygulanmayacağı belirlenir. Testis kanserinde tedavi yöntemleri yıllar içinde oldukça gelişmiştir ve başarı oranları yüksektir.  Testis kaybedilmesi birçok erkek için korkutucu bir düşüncedir. Ancak unutulmamalıdır ki bir testisin alınması, diğer testisin sağlıklı olması durumunda erkeklik hormonu seviyelerinde veya çocuk sahibi olma ihtimalinde çoğu zaman bir sorun yaratmaz. Testis kanseri tedavisi gören birçok erkek normal yaşamına ve cinsel fonksiyonlarına devam edebilir. Bu konuda toplumda gereksiz korkular bulunmakta, bu korkular da kişilerin doktora gitmesini geciktirmektedir. Oysa ki tedavi süreci sanıldığı kadar karmaşık veya yaşamı altüst eden bir süreç değildir.

Kendi kendini muayene et

Testis kanseri ile ilgili en önemli noktalardan biri, hastalığın erken fark edilmesini sağlayacak alışkanlıkların kazanılmasıdır. Erkeklerin ayda bir kez, banyo sonrası sıcak suyun etkisiyle gevşemiş haldeyken testislerini kontrol etmeleri oldukça faydalıdır. Bu kontrol sadece birkaç dakika sürer. Testislerde sertlik, şekil değişikliği, farklılık veya ele gelen bir kitle olup olmadığına bakmak yeterlidir. Bu küçük alışkanlık, hayat kurtarabilecek kadar önem taşır. Toplumda erkek sağlığı çoğu zaman arka planda kalmakta, erkekler kendi vücutlarıyla ilgili problemleri çoğu zaman konuşmamakta veya doktora gitmeyi ertelemektedir. Oysa sağlık asla ertelenmemesi gereken bir konudur. Testis kanseri genç yaşta görülebilen, erken teşhis edildiğinde iyileşme şansı çok yüksek olan bir hastalıktır. Bu nedenle farkındalığı artırmak, toplumu bilinçlendirmek, genç erkekleri kontrol alışkanlığı kazandırmak ve ailelerin bu konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak son derece önemlidir.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *