Haftaya başlarken hissettiğimiz yorgunluk ve isteksizliğin sorumlusu olarak gördüğümüz Ppazartesi, aslında göründüğü kadar masum olmayabilir. Hatta bilimsel bir araştırmaya göre, en mutlu olduğumuz günlerden biri bile olabilir.
BMJ Mental Health dergisinde 4 Şubat 2025'te yayınlanan ve yaklaşık 50.000 yetişkinin katıldığı dev bir çalışma, ruh halimizdeki haftalık iniş çıkışların belirli bir ritmi takip ettiğini ve yaygın kanıların aksine, haftanın en zor günlerinin ortasında yer aldığını ortaya koydu.
İki yıl boyunca 49.218 yetişkinin ruh halini (depresyon, anksiyete, yaşam doyumu) takip eden araştırmacılar Jessica K. Bone ve Daisy Fancourt, şaşırtıcı sonuçlara ulaştı.
Pazartesi sendrom yıkıldı
Araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri, "Pazartesi sendromu" klişesini adeta yıkması oldu. Bulgulara göre, "mutluluk ve genel yaşam doyumu, Pazartesi ve Cuma günleri Pazar günlerine göre daha yüksekti." Salı günleri de yine mutluluk seviyesinin yüksek olduğu günlerden biri olarak belirlendi. Uzmanlar bu durumu, haftanın başında ve sonundaki "yeni başlangıç" ve "rahatlama" hislerinin, Pazar günleri yaşanan "haftaya başlama tereddütü" ile bir tezat oluşturmasına bağlıyor.
Haftanın en zor günleri: Çarşamba ve perşembe
Araştırmaya göre, haftanın ortası zihinsel olarak en zorlu dönem. "Çarşamba ve Perşembe günleri depresif semptomlar daha yüksekti" sonucuna varan çalışma, bu durumu artan yorgunluğa ve dinlenme umudunun hala uzak olmasına bağlıyor. Bu günlerdeki ruh hali dalgalanmaları da dikkat çekici: Salı ve Çarşamba günleri, depresif ve anksiyete belirtileri sabah saatlerinde zirve yapıyor, gün içinde hafifçe azalıp gece yeniden artışa geçiyor.
Hafta sonu herkes için mutluluk değil
Çalışma ayrıca, hafta sonlarının duygusal olarak daha istikrarsız bir dönem olduğunu ve refah seviyesinin kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterdiğini belirtiyor. Bazıları için bir dinlenme ve rahatlama fırsatı olan hafta sonu, diğerleri için bir "boşluk" hissine veya yalnızlığa neden olabiliyor. Araştırmacılar, bu bulguların halk sağlığı ve zihinsel sağlık hizmetlerinin planlanmasında zaman, gün ve mevsim faktörlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguluyor. Bu duygusal harita, yaşam tarzlarımızı ve programlarımızı daha bilinçli bir şekilde düzenlememize olanak tanıyabilir ve belki de hepimizin Pazartesi günlerine artık bambaşka bir gözle bakmasını sağlayabilir.
