Birinci basamak sağlık hizmetlerinde görev yapan sağlık çalışanları; son bir yılda artan ceza ve kesintiler, tutulmayan yeni Aile Sağlığı Merkezi (ASM) vaatleri, eksik eğitimler ve aşı tedarik sorunları nedeniyle ağır çalışma koşullarıyla karşı karşıya bulunuyor. Sağlık emekçileri, bu sorunların çözümü için uzun süredir çağrıda bulunmalarına rağmen Sağlık Bakanlığı’nın yapısal adımlar atmadığını, aksine yeni sorunlar yaratan uygulamaları hayata geçirdiğini dile getiriyor.
Birçok yerde eylem yapıldı
Aile hekimliği alanında yaşanan sorunlara yönelik tepkiler dün ülke geneline yayıldı. Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimleri Derneği Federasyonu (AHEF) üyeleri ile emek ve meslek örgütlerinin çağrısıyla gerçekleştirilen eylemler kapsamında, kamuoyunda “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırılan düzenlemenin yürürlüğe girişinin birinci yılı protesto edildi. Aralarında tabip odaları, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), aile hekimleri dernekleri, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası ile Genel Sağlık-İş Sendikası’nın da bulunduğu 11 sağlık meslek örgütü, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Sağlık hizmetlerini zedeleyebilir
SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, mevcut yönetmeliklerin sağlık hizmetini kamusal bir hak olmaktan uzaklaştırdığını vurgulayarak, “Sağlık hizmeti ölçülmesi ve eksik bulunduğunda cezalandırılması gereken bir performans faaliyeti gibi ele alınıyor. Hekimin ve aile sağlığı çalışanının kontrolü dışında gelişen hasta gelmemesi, adres değişikliği, göç ve nüfus hareketleri gibi durumlar dahi gelir kesintisine yol açıyor. Bu tablo, ‘sorumluluk var, yetki yok’ anlayışını derinleştiriyor” dedi.
Gelir güvencesi ortadan kalktı
Aile hekimlerinin ve çalışanlarının önemli bir bölümünün sözleşmeli statüde çalıştığını hatırlatan Akarken, performansa dayalı puanlama ve kesinti sisteminin gelirleri öngörülemez hale getirdiğini belirtti. Aynı işi yapan hekimler ve aile sağlığı merkezi çalışanları arasında ciddi gelir farkları oluştuğuna dikkat çeken Akarken, bunun çalışma barışını bozduğunu ifade etti.
Hastaya değil ekrana çalışıyoruz
Yönetmeliğin hekimlerin asli görevi olan koruyucu hekimliği aile sağlığı çalışanında sağlık hizmetini geri plana ittiğini belirten Akarken, “Form doldurma, veri girişi ve performans ispatı öncelik haline geldi. Sağlık çalışanları artık hastaya değil, ekrana çalıştıklarını söylüyor” ifadelerini kullandı. Mevcut uygulamaların aile sağlığı merkezlerini fiilen küçük işletmelere dönüştürdüğünü ifade eden Akarken, aile hekimlerinin personel sorunlarından mekân giderlerine kadar pek çok yükümlülük altına sokulduğunu, buna karşın işveren yetkileri ve güvencelerinin bulunmadığını söyledi.
Eziyet yönetmeliği var
Aile hekimlerinin ve aile merkezi çalışanlarının söz konusu düzenlemeyi “eziyet yönetmeliği” olarak nitelendirmesinin nedeninin hak ve yükümlülük dengesinin bozulması olduğunu belirten Akarken, yönetmeliğin çok denetleyen, çok cezalandıran, geliri güvencesizleştiren ve mesleki özerkliği daraltan bir yapı oluşturduğunu dile getirdi.
Ortak talepler neler?
SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlık emekçilerinin taleplerini şu başlıklar altında sıraladı; “Halkın eşit, ücretsiz, yeterli süreyle sunulan, koruyucu ve nitelikli birinci basamak sağlık hizmetine erişimi sağlanmalı. Performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan, tek kalem ve güvenceli ücret sistemi hayata geçirilmeli. Yüzde 35’e varan vergi kesintileri en fazla yüzde 15’e düşürülmeli, vergide adalet sağlanmalı. Kamu tarafından yapılan, donanımı tam, depreme dayanıklı ve güvenli ASM’ler kurulmalı. Mesleki özerkliği zedeleyen, baskı ve cezaya dayalı uygulamalara son verilmeli.”
Bu sistem böyle gitmez
Akarken, “Sağlık çalışanlarının tükenmişliği halk sağlığını doğrudan tehdit ediyor. Birinci basamak sağlık hizmetleri cezalarla değil, planlama ve kamusal sorumlulukla yönetilmelidir. SAHİM-SEN olarak sağlık ve sosyal hizmet kolu çalışanlarının hakları ve halkın sağlık hakkı için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.