Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava yönelik şaibe tartışmaları sürerken Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandı. Daha önce yıllarca adayların ortalama netlerini açıklayan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) son üç senedir olduğu gibi sonuçları yine sansürledi. Net yerine ortalama doğru sayılarını verdi. Ancak buna rağmen sınavdaki başarısızlığı gizlemeyi başaramadı. Özellikle matematik ve fen testlerinde doğru yanıt sayıları çok düşük kaldı.
Hüsran yaşandı
TYT’de (Temel Yeterlilik Sınavı) 40 soruluk temel matematik testinde doğru ortalaması geçen yıl 6,9 iken bu yılki sınavda 6’ya geriledi. Yine benzer şekilde 40 soru sorulan AYT (Alan Yeterlilik Sınavı) matematik testinde doğru yanıt ortalaması sadece 6,7’de kaldı. İngilizce testinde ise bu düşüş oranı daha da yüksek oldu. Dil testlerinde ise 80 soruluk Arapça testinin doğru ortalamasının 29,4 olması dikkat çekti.
Sınava girmeyen de çoktu
Başvurmalarına rağmen sınava girmeyenlerin sayısı sınavın diğer dikkat çeken değer tarafı oldu. Başvuru yapanların Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) yüzde 8’i, Alan Yeterlilik Testi’nde (AYT) yüzde 9’u ve Yabancı Dil Testi’nde (YDT) yüzde 27,5’i sınava katılmadı. ÖSYM’nin açıkladığı verilere göre başvuru yapmasına rağmen TYT’ye 209 bin 8, AYT’ye 171 bin 117 kişi girmedi. Yabancı Dil Testi’de (YDT) ise başvuran 215 bin 451 adaydan 59 bin 411’i sınava girmedi.
41 bin kişi sıfır çekti
ÖSYM’nin açıkladığı sayısal sonuçlara göre sıfır çeken sayısı ise 41 bin kişi oldu. Üç yıl önce baraj kalktığında ortaya çıkan yığılma bu yıl da devam etti. 2 milyon 351 bin 641 kişinin katıldığı TYT’de 190 ve üstü puan alanların sayısı 2 milyon 270 bin oldu. 400 ve üstü puan alanların sayısı ise sadece 44 bin 193 olarak açıklandı. TYT’de tam puan alanların sayısı ise geçen yılki gibi sadece 1 oldu. 400 ve üstü puan alanların sayısı 2023’te 73 bin 371, 2024’te 74 bin 365’ti. Bu yıl AYT’de ise 400 ve üstünde puan alanların sayısı sayısalda 40 bin 857, sözelde 652, eşit ağırlıkta 2 bin 823 olarak gerçekleşti. Eğer baraj kalkmamış olsaydı 160 olan TYT barajına göre ilk oturumda 141 bin 177 kişi barajın altında kalacaktı.
Sorgulamak gerek
Sonuçları değerlendiren Eğitim Danışmanı Nazik Kösegil,” YKS, son 4 yıldır benzer bir kulvarda ilerliyor. Baktığımız zaman, geçen yıllara benzer olduğunu, belirli bir çizgiye oturduğunu görüyoruz. Bu durum da tabii her yılki gibi tercih listelerine yansıyacak” dedi. Sınava giren öğrenci sayısının çok fazla olduğunu aktaran Kösegil şunları aktardı: “İlk 200 bine giren öğrenciler daha yüksek net ortalamalarına sahipken geri kalan öğrencilerde bu görünmüyor, bir düşüş yaşanıyor. Sormamız gereken sorular ‘niye bu kadar öğrenci sınava giriyor ve aldıkları eğitimin çıktısı ne?’ olmalı. Liselere Geçiş Sistemi’nde (LGS) sınavla girilen bir lise kazanmış öğrencilerin ortalamaları daha yüksek iken sınavsız liseye veya meslek lisesine giden öğrencilerin ortalaması daha düşük. Burada bakılması gereken şey bu farkın nedeni olmalı. Bu öğrencilerin bir kısmı neden çok iyi ortalamalar elde ederken geri kalanı neden çok kötü ortalamalar elde ediyor? Üniversitelerin sınav sonuçları aslında liselerin başarısının bir karnesidir. Her lisenin idarecisi kendi yönettiği lisenin sonuçlarını değerlendirip ona uygun planlamalar yapmalı.”
Eğitimde eşitlik yok
Ortaya çıkan tabloyu Damga'ya değerlendiren Öğretmen Yusuf Gülpınar ise “Her öğrencinin aynı koşullarda sınava hazırlanmadığı bir ortamda, "başarısızlık" kavramı bireye indirgenemez. Türkiye’de hâlâ binlerce okulda fiziki yetersizlikler, öğretmen eksiklikleri, donanım sorunları ve özellikle kırsal bölgelerde ciddi erişim problemleri yaşanıyor. Bu öğrencilerin bir kısmı belki dershaneye hiç gitmeden, belki de haftada sadece birkaç saat ders görebilecek koşullarda sınava girdi. Bu durumda, bu gençlerden "rekabet etmeleri" beklenmesi adil midir?” diye sordu.
Sistemi reddeden bile var!
41 bin kişinin sıfır çekmesini değerlendiren bir başka eğitimci Aslan Sağlamer ise sistemi sorguladı. Sağlamer, “YKS’de sıfır çekmek, o öğrencinin "hiçbir şey bilmediği" anlamına gelmez. Bu sonuçlar bize şunu gösteriyor: Türkiye’de eğitim hâlâ ezbere, sınav başarısına ve test tekniğine dayalı. Öğrencinin eleştirel düşünme, analiz yapabilme, yorumlama gibi becerileri ölçülmüyor. Üstelik sınav sistemiyle adeta "tek tip insan modeli" dayatılıyor. Bu baskı altında bazı öğrenciler ya sistemi reddediyor ya da sistemin dışında kalıyor” ifadelerini kullandı.
Rehber eğitimi yetersiz olabilir
Çocukların sınav atmosferinde doğru yönlendirilmediğine dikkat çeken eğitimci Hasan Çamalan da “Sıfır çeken öğrencilerin bir kısmı aslında potansiyele sahip olabilir, fakat ya sınav kaygısı ya da psikolojik nedenlerle başarılı olamıyor. Eğitim sistemi içinde öğrencilerin yönlendirilmesi, ilgi alanlarına göre desteklenmesi gerekirken; öğrenciler çoğu zaman yalnız bırakılıyor. "Sen mühendis olmalısın", "Bu bölüm para kazandırır" gibi kalıplarla hareket edilen bir ortamda, bireyin kendi yolunu bulması zorlaşıyor” dedi.