Son günlerde kötü çalışma koşulları ile gündeme gelen market çalışanlarının şartlarını değerlendiren Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, “Bu tür çalışma koşullarının sonucu olarak, sırt, bel ve eklem ağrıları, kas ve iskelet sistemi hastalıkları gibi meslek hastalıklarını da iş ve meslek hastalıkları polikliniklerimizde giderek artan sayıda ve genç çalışanlarda görmekteyiz” dedi. Meslek hastalıklarının ve tehlikeli çalışma şartları konusunun ne kadar önemli olduğunun, sosyal medyaya da yansıyan görüntülerde bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz Kılınç, kas ve iskelet sistemi hastalıkları gibi meslek hastalıklarının son yıllarda sık gözlenmeye başlandığını belirtti. Kılınç, “Zincir marketlerdeki yoğun iş temposu, düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri, çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlığını tehdit etmektedir. Çalışanlar, uygun dinlenme süresi ve uygun ergonomik koşullarda çalıştırılmadığı takdirde, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına daha yatkın hale gelmektedirler. Ayrıca bu tür çalışma koşullarının sonucu olarak, sırt, bel ve eklem ağrıları, kas ve iskelet sistemi hastalıkları gibi meslek hastalıklarını da iş ve meslek hastalıkları polikliniklerimizde giderek artan sayıda ve genç çalışanlarda görmekteyiz. Uygunsuz ağır kaldırma, aşırı düzeyde yüklenmiş paletler, transpalet kullanımının uygun olmayan kullanımları, baş üstü çalışma, uzun çalışma süreleri, uzun süre ayakta çalışma, yeterli dinlenme molalarının verilmemesi, yetersiz çalışan sayısı gibi pek çok durum riski arttırmaktadır. Çalışanlar, iş yerinde gerekli sağlık denetimleri ve koruyucu önlemler alınmadan çalıştırılmaktadır” dedi.
İş güvenliği artırılmalı
Prof. Dr. Kılınç, dernek olarak zincir marketlerde çalışan işçilerin daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına kavuşması için bazı önlemlerin artırılması gerektiğine dikkat çekerek, talepleri şöyle sıraladı:
Zincir marketlerde çalışan işçilerin, daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına kavuşması için iş güvenliği önlemleri artırılmalıdır.
Uzun çalışma saatleri ve dinlenme süreleri yeniden düzenlenmeli, işçilere yeterli ara dinlenme fırsatları sunulmalıdır.
İşçilerin meslek hastalıklarından korunabilmesi için gerekli sağlık taramaları ve eğitim programları düzenlenmelidir.
Bu programlar, çalışanların sağlığını koruyacak önlemler hakkında bilinçlendirilmesini sağlamalıdır.
Ayrıca yukarıda sayılan ve meslek hastalığı riskini arttıran durum için gerekli önlemler gecikmeden alınmalıdır.
Zincir marketlerde iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları daha doğru ve etkili şekilde yürütülmeli, düzenli denetimler sağlanmalı, çalışanların maruz kaldığı riskler belirlenerek, gerekli önlemler ivedilikle alınmalıdır.

Meclis'te de gündeme geldi
Son zamanlarda zincir market çalışanları yeniden görülmeye başladı; reyonları yerleştirirken yere düşen, depoda ürün sayımında paletlerin altında ezilen market çalışanlarına ilişkin videolar sosyal medyada da yer buldu. Düşük ücret, uzun ve esnek mesai saatleri, oturma yasağı gibi koşullarda çalışan market çalışanları “Az personelle maksimum verim” anlayışı ile çalıştırılırken diğer yandan da zincir marketler büyümeye devam ediyor… Konuyu özellikle yoksulluğun daha fazla olduğu Van gibi illere de vurgu yaparak Meclis gündemine taşıyan DEM Parti Van Milletvekili Gülderen Varli, asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalan sayısız gencin maruz bırakıldığı hak ihlallerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhnan’a sordu. Çalışanların sendikal örgütlenme girişimlerinin de doğrudan ya da dolaylı yöntemlerle engellendiğini kaydeden Varli, “Uluslararası çalışma normlarının açıkça ihlal edildiği bu çalışma ortamlarında, kamu denetiminin yetersiz kaldığı yönünde kamuoyunda ciddi bir olgu oluşmuştur” dedi.
Markette hiçbir iş güvencesi yok
Markette çalışan Ercan Karadağlı da yaşadıklarını anlatarak market çalışanlarının dramını aktaradı. Karadağlı, “Önceki yıllarda diğer marketlerde sekiz saatin üzerinde çalıştığımız ve her sayımda fazla mesaiye kaldığımız halde paramız verilmiyordu. Daha sonraki yıllar da bir markette çalışmaya başladım ve mesai param verildi. Orta görevli olduğum için başta manav reyonu olmak üzere her işi yapıyorum, her reyona ürün açıyorum, günümüz yoğun çalışarak geçiyor. Çoğu zaman müşteriler zamlı fiyatları gördüklerinde sanki suçlu bizmişiz gibi, bize kızıp bağırıyorlar. Zamları yapan ve ürünlere zam gelmesine sebep olan ülkemizi yöneten AKP iktidarı olduğunu bildikleri halde öfkelerini bize atıyorlar. Müşteriye cevap veremiyoruz, katlanıyoruz, katlanmak zorunda kalıyoruz.
Marketlerde çalışan arkadaşlar çok iyi bilir. Sendika olmadığı sürece kadrolu ya da kadrosuz hiçbir şey fark etmez, iş güvencemiz yok. Sendikalı olarak çalışmayı her markette çalışan arkadaş ister. Sendikalı çalışıyor olsam iş güvencemiz olur, hem mesaimizi tam olarak alırız hem de ücretlerimiz yükselir” dedi.