Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
18°
Ara
Damga Manşet Haber Asgari ücretli yaşamasın mı!

Asgari ücretli yaşamasın mı!

Yıl sonuna kadar asgari ücretin, açlık sınırının yüzde 36 altına gerilemesi bekleniyor. İktidarın zammı yüzde 20-25'le sınırlama planı ise milyonların yaşamını fiilen sürdüremez hale getirecek

Okunma Süresi: 3 dk

Türkiye’de 7 milyondan fazla çalışan asgari ücretle geçinmeye çalışırken, ekonomik gerçeklik her geçen gün bu maaşın “yaşamaya yetmeyen ücret” hâline geldiğini gösteriyor. Şu an 22 bin 104 TL olan asgari ücret, yıl sonuna kadar açlık sınırının yüzde 36 altına düşecek. Ancak iktidarın planı, yeni yılda asgari ücrete yalnızca yüzde 20 ila 25 arasında bir zam yapmak. Bu da açlık sınırının çok altında bir gelirin kalıcı hâle getirilmesi anlamına geliyor.

Rakamlar ortada

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı BİSAM’ın son verilerine göre, dört kişilik bir ailenin yalnızca beslenme ihtiyaçlarını kapsayan açlık sınırı 26 bin 149 TL. Türk-İş ise bu rakamı 27 bin 111 TL olarak açıkladı. Yoksulluk sınırı ise 88 ila 90 bin lira arasında değişiyor. Buna karşılık, asgari ücret hâlâ 22 bin 104 TL. Bu ücretle bırakın yoksulluk sınırını, aç kalmamak dahi mümkün değil.

Yaşamak suç oldu!

İstanbul’da bir markette reyon görevlisi olarak çalışan 28 yaşındaki Ercan K., evli ve bir çocuk babası. Ayda 8 bin lira kira ödediğini, geri kalan maaşıyla da ay sonunu getiremediğini söylüyor:
“Markette çalışıyorum ama markete gidemiyorum. Benim çalıştığım yerden alışveriş yapamıyorum. Çocuğa süt alırken düşünmek ne demek biliyor musunuz? Her şeyden kıstık, elektrikten, ısınmadan, yemekten… Ama hâlâ yetmiyor. Yıl sonunda zam 5 bin lira olsa ne olur? Açlık sınırı 26-27 bin lira. Biz yaşarken suç mu işliyoruz? Ölelim mi yani?”

Bilinçli bir yoksullaştırma 
Ekonomist Dr. Gülden Yılmaz, hükümetin orta vadeli program (OVP) çerçevesinde hedef enflasyona göre ücret belirleme stratejisinin, toplumun büyük kısmını daha da yoksullaştıracağını söylüyor: “Türkiye'de enflasyon fiili olarak yüzde 100'e yaklaşırken, ücret artışlarını hedef enflasyona göre sınırlamak, işçilerin alım gücünü sistematik olarak düşürmek anlamına geliyor. Bu artık teknik bir konu değil, sınıfsal bir tercih. Uluslararası finans çevrelerine 'enflasyonla mücadele ediyoruz' mesajı verilirken, fatura doğrudan emeğiyle geçinen halka çıkarılıyor.”

Açlık sınırının çok altında


Eski Merkez Bankası başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda asgari ücretin yıl sonunda açlık sınırının çok daha altına gerileyeceğini belirtti. Kara, asgari ücretin hedeflenen zam oranıyla birlikte gıda harcamaları bazında bile temel ihtiyaçları karşılamaktan uzaklaştığını, bunun da geniş toplum kesimlerinde sosyal çöküşü tetikleyebileceğini vurguladı.

İnsanlar ölüme terk ediliyor
DİSK, Türk-İş ve diğer sendikalar ise hükümeti uyarıyor: "Eğer yıl sonunda asgari ücrete insanca yaşanacak düzeyde bir zam yapılmazsa, sadece ekonomik değil, sosyal bir çöküş kapıda. Açlık sınırının altında yaşam dayatması, halk sağlığını ve toplum düzenini tehdit eder hale geldi." Asgari ücret artık adının çok gerisinde. Ne “asgari” ihtiyacı karşılıyor, ne de “ücret” olarak geçerli. Milyonlarca insan, yıl sonu gelmeden açlığa mahkûm edilmiş durumda. Yapılacak zam oranı yalnızca bir sayı değil; milyonlarca hanenin sofrasındaki ekmek, çocuğunun beslenmesi, kışın yakacağı. Ve o oran, iktidarın tercihini açıkça gösterecek.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *