Sanatsal aktiviteler anksiyeteye iyi geliyor

Günümüzün hızla akıp giden dünyasında, kaygı ve anksiyete pek çoğumuzun
yakından tanıdığı hisler. Özellikle yetişkinlerin büyük bir çoğunluğu
hayatlarının bir döneminde bu durumla yüzleşiyor. Peki modern çağın adeta
vebası diyebileceğimiz bu duruma karşı sanatın bir panzehir olabileceğini hiç
düşündünüz mü? Düşünmediyseniz bu konu hakkında biraz kafa yormakta fayda
var.
Sanat derken sadece galeri galeri gezip eserlere bakmaktan bahsetmiyorum
elbette. Sanat, uçsuz bucaksız bir alan ve hayatımızın her alanına sızabilecek
güçte. Bir resim çizmek, şarkı söylemek, bir şeyler yazmak, ya da güzel
bulduğunuz bir eseri seyretmek… Bütün bunlar sanatın farklı formları ve hepsi
de zihnimiz üzerinde olumlu etkilere sahip.
Peki neden sanat bize iyi geliyor? Çünkü sanatla uğraşmak bizi “şimdiki ana”
getirir. Zihnimizde sürekli dönen o “ya olursa” senaryolarını, geçmiş
pişmanlıkları veya gelecek kaygılarını bir yana bırakırız. Bir sese, bir görüntüye
ya da bir kelimeye bile odaklandığımızda dış dünyadaki ve kafamızın içindeki o
gürültü azalır ve içsel bir sükûnet buluruz. Bu tıpkı meditasyon gibi, zihnimizi
durağan hale getirmenin bir yoludur.
Sanat, aynı zamanda kendimizi ifade etmenin güvenli ve özgür bir yoludur. Bir
tuvalde renkler aracılığıyla, yazarak ya da bir melodiyle içimizdeki duyguları
dışa vurabiliriz. Bu dışavurum, içsel gerilimi azaltır ve duygusal olarak
rahatlamamızı sağlar. Hatta sanat bu noktada kendimizin bile henüz farkında
olmadığımız duygularımızı fark etmemizi sağlayabilir.
Bu konuda bir başka nokta da, sanatın bize verdiği üretkenlik hissidir. Hayata,
kendimize bir şeyler katmak bize güçlü bir tatmin duygusu verir ve kendimizi
daha yeterli hissetmemizi sağlar. Anksiyete çoğu zaman kontrol kaybı hissiyle el
ele yürürken, bu yaratıcı ve üretken süreçte kontrolün tamamen bizde olması, bu
hisle baş etmemize yardımcı olabilir. Ayrıca yeni bir şeyler öğrenmek ve
yaratıcı bir bakış açısı karşılaştığımız olaylarla ilgili daha esnek ve farklı çözüm
yolları bulmamıza yardımcı olabilir.
Elbette ki sanat tek başına bir tedavi yöntemi değildir ve ciddi bozukluklarda bir
profesyonel tarafından yardım almak gerekir. Ancak günlük hayatımızda sanatın
iyileştirici gücünden faydalanmak, ruh sağlığını desteklemek için harika bir
yoldur. Ayrıca sanatın mükemmel olmak gibi bir gayesi yoktur. Önemli olan
burada süreç ve o anın tadını çıkarmaktır. Bazı sanatsal aktiviteler insanları bir
araya getirerek sosyal ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunur. Ayrıca bu sanat
eserlerini inceleyen kişiler, farklı kültürleri, yaşamları ve bakış açılarını daha iyi
anlama imkânı bulur. Böylelikle empati ve hoşgörü becerimiz artar.
Bilmemiz gereken bir diğer nokta da sanatın anksiyete üzerindeki etkilerinin
kişiden kişiye değişebileceğidir. Burada sanatla, yaptığımız aktiviteyle nasıl bir
bağ kurduğumuz oldukça önemli. Ancak yine de mevcut veriler, sanatsal
faaliyetlerin zihinsel sağlığımız üzerinde önemli ve pozitif etkileri olduğunu
gösteriyor. Günlük hayat telaşınız içinde belki bir kalem alıp karalama yapmak
ya da sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek bile iyi gelebilir.