Garip bir dönemden geçiyoruz

Savaş uçakları kalkmakta, bombalar, roketler füzeler ateşleniyor ve silahlar patlamakta.

İnsanlar sığınakta, sınacak yeri olmayan yıkık harabeye dönmüş binaların arasında hayatta kalmaya çalışmakta.

Koca koca insanlar birbirlerine çemkirmekle yarışmakta.

İbadethanelerin musalla taşında “her kes bunu tadacaktır” yazılmakta.

Ayrıca kefenin cebinin olmadığını bilmeyen kalmadı.

Nedense bir hırs, yalan, dolan, bencillik, şımarıklık dahası “kurulu düzenin” böl parçala yönet anlayışı devam etmekte.

Bu kötü onursuz durumu yazdık, söyledik yol gösterdik.

Hatta gerçekleri gösterirken birçoklarımız devletin güvenlik merkezlerinde ağır biçimde sorgulandı kimi yasaklı oldu, kimi sakat kaldı, kimi işkencede öldü kimi de öldürülüp bir kenara atıldı.

Öyle bir ülke ve öyle bir dönemdeyiz ki dün Beyaz Toros’la kaçırıp katledenler bugün “beyaz” bayrak sallamakta.

Dün merkezlerinin kapılarına “köpekler girer, … giremez” diye yazanlar bugün sanki barışın temsilcisi gibi davranmakta.

Bugün “barışın” temsilcisi gibi davranan aynı gün çalışanların ve emeklilerin maaş artışı için meclise gelmemekte.

Keza bunlar zeytini ve yeşili değil maden aramalarına izin vererek doğayı katletmelerine ortak olmakta.

Ülkede alt yapı hizmetlerinin fiyatlandırılmasını güncellenmesini yani zammı yapan “devlet”.

Çalışan ve emeklilerin maaş ve ücretlerinin belirlenmesini yapan da “devlet”.

Şaşırmamak elde değil.

Alt yapı hizmet faturalarına yapılan zam ile çalışan ve emeklinin zammı dengeli olmadığı gibi eldekini daha da azaltmakta. Dengesizlik nedeniyle yoksulluk daha da dibe vururken açlık günleri alenen görünmekte. Peki, devlet ve onu yöneten hükümet ve ortakları bunun neresinde?

Garip bir dönemden geçmekteyiz, ülkenin doğusuna bahar batısına kışı yaşatan kim?

Liyakatten bahsediyorlar, doğru, il ve ilçe başkanlıklarına üniversite diploması olmayanı başkan yapmaz iken kim o zaman diplomasız?

Eğitimin ve zenginliğin hesabını soracağız diyor. Sormazlar mı senin eğitim ve zenginliğinin hesabı nereden gelmekte?

Arkadaşlarını, dostlarını dahası birlikte çalıştığı iş arkadaşlarını arkasından dedikodu üretip çamur atan çirkefleşen ve bunu yöneticilerine ispiyonlayan kim?

Kurulu düzenin yöneticileri de çalışanlarını böyle ister.

Sormazlar mı “güzel insan” ahlaklı insan kim?

Gerçekten garip bir dönemden geçiyoruz.