Time Out dergisinin 18 binden fazla yerel sakinin görüşlerine dayanan anketi, dünya genelinde 100’ü aşkın şehirde günlük yaşam aktivitelerinin maliyetini karşılaştırdı. Çalışma, kiralar ya da market harcamalarından ziyade; dışarıda yemek yeme, kahve içme, bar ve gece hayatı, sinema, tiyatro, sergi ve canlı müzik gibi gündelik sosyal aktivitelerin bütçeye etkisini mercek altına aldı. Araştırmaya göre büyük şehirlerde yaşayanların önemli bir bölümü, evden çıktıkları anda harcamaların hızla arttığını düşünüyor. Bir kahve almak, bir galeri gezmek ya da iş çıkışı arkadaşlarla bir içki içmek bile günlük bütçeyi zorlayabiliyor. Time Out, bu nedenle şehirleri “yaşamaya değer kılan” aktivitelerin ne kadar erişilebilir olduğunu sorguladı.
Londro 13. sırada
Anket, konut kiraları ve market fiyatlarını kapsamıyor. Bunun yerine restoran fiyatları, kafeler, barlar, gece hayatı ve kültürel etkinliklerin maliyetine odaklanıyor. Time Out, bu yaklaşımın şehirlerin kültürel canlılığını ve gündelik yaşam kalitesini daha doğru yansıttığını belirtiyor. Yüksek yaşam maliyetleriyle bilinen Londra, ankette ilk sıralarda yer almadı. Bunun nedeni olarak, kentte çok sayıda ücretsiz ya da düşük ücretli müze ve sanat galerisi bulunması gösterildi. Time Out listesinde Londra, bu nedenle 13. sırada yer aldı.
En pahalı şehir Seul
Ankete göre günlük yaşamın en pahalı olduğu şehir, Güney Kore’nin başkenti Seul oldu. Kentte yaşayanların yalnızca yüzde 30’u dışarıda yemek yemenin uygun fiyatlı olduğunu söylerken, gece hayatını ekonomik bulanların oranı yüzde 27’de kaldı. Bir içki içmenin ucuz olduğunu düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 21 oldu. Seul’de görece en uygun aktivite kahve içmek olarak öne çıktı; ancak buna rağmen kent sakinlerinin yalnızca yüzde 43’ü kahve fiyatlarını makul bulduğunu belirtti. Time Out’un sıralamasında İstanbul ikinci, Oslo ise üçüncü sırada yer aldı. Araştırma, özellikle büyük metropollerde günlük sosyal yaşamın giderek daha pahalı hale geldiğine işaret ediyor.