Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara
Damga Genel Ertan Yılmaz pişman oldu!

Ertan Yılmaz pişman oldu!

İBB'ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Meclis İştirakler Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı olan Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ertan Yıldız, "etkin pişmanlık"tan yararlanmak için dilekçe verdi. Ancak Başsavcılığın Yıldız’ın ifadesinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için yeterli bulmadığı öğrenildi. Gözler konuyla ilgili açıklama yapmayan Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Ovalıoğlu’na çevrildi

Okunma Süresi: 8 dk

SELVİ SARITAÇ

İBB'ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Meclis İştirakler Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı ve Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ertan Yıldız’ın etkin pişmanlıktan faydalanmak için dilekçe yazarak yeni ifade verdiği öğrenildi. Yıldız'ın ifadesinde, İBB’deki ihalelerin İmamoğlu ve diğer isimlere yakın şirketlere verilerek belediyenin zarara uğratıldığını ileri sürdüğü kaydedildi. İfadesinde adresi Beylikdüzü'nde olan bir şirketler grubunun hem ortağı hem de yöneticisi olduğunu söyleyen Yıldız’ın bu vesileyle 2013 yılında o dönem CHP'nin Beylikdüzü İlçe Başkanı olan Ekrem İmamoğlu ile tanışıklıklarının başladığını belirtti.

2014 yılında tanıştık

mamoğlu’nun 2014 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilmesinden sonra İstanbulspor Beylikdüzü isimli basketbol takımında yöneticilik yaptığını ve bu süreçte hiçbir ücret almadığını ifade eden Yıldız, “Ekrem İmamoğlu ile hukukumuz da bu süreçte artmıştır. 2018 yılında yukarıda bahsettiğim şirket ortaklığımdan ayrıldığımı duyan Ekrem İmamoğlu beni kendisi arayarak dışarıda yemek yemeğe davet etti. Bana İBB Başkanı adayı olacağını ve beni de kendi yanında görmek istediğini söyledi. Başkaca bir detay vermedi. Ben de tamamen manevi duygularla böyle bir durumda kendisi ile beraber olacağımı söyledim. 2019 yılında Ekrem İmamoğlu seçimi kazanınca birlikte çalışmaya başladık. Beni resmi başkan danışmanı olarak atadı. İlk başta hangi alanlardan sorumlu olacağım belli değildi. Resul Emrah Şahan, Hasan Akgün, Mehmet Murat Çalık, Yiğit Özduman, Murat Ongun, Yavuz Erkut gibi benim de olduğum yaklaşık 15-20 kişilik bir ekiple İBB'in kurumsal kadro ve resmi iş durumu üzerine çalışmalar yürüttük” dedi.

Rapor sundum

İştirak şirketlerinden Medya A.Ş ve Kültür A.Ş. ile Murat Ongun'un Bimtaş ile de Resul Emrah Şahan'ın ilgileneceğinin ve kendisine buralarla ilgilenmemesi gerektiğinin söylendiğini ileri süren Yıldız, “Ben de çalıştığım süreç içerisinde belirttiğim bu iştirakler dışında kendi uhdemde bulunan iştiraklere odaklanarak yönetim kalitesini, mevcut sorunların çözümü, kurumsallaşma şirketlerin performansını artırılması gibi konularda şirketlerde danışmanlık yapmaya başladım ve bu minvalde de Ekrem İmamoğlu'na raporlar sunmaya başladım. Çalıştığım süreç içerisinde bu iştiraklerin ihale ve parasal konularında hiçbir dahilim olmamıştır. İmza yetkim de bulunmamaktadır. İhaleler ile ilgili süreçler ilgili iştiraklerin genel müdürleri ve yönetim kademesindeydi” diye konuştu.

Telkinde bulundum

Birinci yılın sonundan itibaren Ekrem İmamoğlu adına Fatih Keleş’in yanına gelerek bazı firmalara ihaleler verdirmesi konusunda telkinde bulunduğunu ileri süren Yıldız, “Bu firmaların çoğunluğu hatırladığım kadarıyla Beylikdüzü kökenli firmalardı. Ben Fatih Keleş'e defaten söz konusu ihalelerde yetkim olmadığını bu hususların ilgili iştiraklerin uhdesinde olduğunu şirketlerin ihaleye girerek işleri alabileceğini söyledim. Birçok iştirak yöneticisinin de bu konularda Fatih Keleş'e karşı isteksiz olduğunu ve bu işlere girmek istemediklerini biliyorum. Benim bu duruşumdan kaynaklı olarak bir süre sonra farklı bir yapılanma oluşturulmaya başlandığını hissettim. Başta Ekrem İmamoğlu'nun olduğu ve Fatih Keleş aracılığıyla temaslar olduğunu hissettim. İştirakler üzerinden istedikleri tam manasıyla alamayınca İBB bünyesindeki Fen İşleri, Yol Bakım Daireleri gibi yapımcı daireler üzerinden daha fazla iş vermeye başladılar. Küçük ve orta nitelikli işleri kendilerini yakın firmalara vermeye başladılar. Bu ihalelerde iştirak şirketlerine az iş verilerek şu an hatırladığım Özyurt İnşaat ile Adem Soytekin'e ait firmalar gibi daha çok Beylikdüzü kökenli önceden bildikleri firmalara işler verilmeye başlanılmıştır. Bunun sebebi iştiraklerde benim taleplerini gerçekleştirmek istemememdir. Fakat büyük işler için firmaları yoktu” açıklamasını yaptı.

Adnan Çebi'ye gittik

2022'nin yaz aylarında Fatih Keleş’in kendisini çağırarak Makyol isimli firmanın sahibi Adnan Çebi'ye gidilmesi gerektiğini söylediğini iddia eden Yıldız, “Bu görüşme benim dışımda ayarlanmış ve randevusu alınmıştı. Fatih Keleş ile beraber Adnan Çebi'nin yanına gittik. Fatih Keleş, Adnan Çebi'ye hitaben ‘biz sizlerle daha çok çalışmak istiyoruz, büyük işlerimizi sizlerle yapmak istiyoruz, bunun karşılığında da sizden bazı taleplerimiz olabilir’ dedi. Adnan Çebi ‘ortaklarımla görüşür size haber veririm’ dedi. Fatih Keleş bu konularla ilgili kendisi, ben ve Arif Gürkan Alpay ile görüşebileceğini Adnan Çebi'ye iletti. Otel çıkışında Fatih Keleş'e ‘ben akçeli işlerin içerisinde olmam, bu tarz işlere beni dahil etmeyin, kendiniz konuşun’ diyerek Adnan Çebi ile İBB'ye ilişkin iş konularında bir daha görüşmedim” diye konuştu.

Gayriresmi eşit ortağı!

Fatih Keleş ve İbrahim Bülbüllü'nün Murat Gülibrahimoğlu ile birlikte Cebeci döküm sahalarından gelen sıcak paranın kontrolünü sağladığını savunan Yıldız, “Bu operasyon hafriyat alanları izinlerinin Fatih Keleş aracılığıyla Murat Gülibrahimoğlu’nun sahip olduğu şirketlere, başta Kuzey İstanbul isimli firma olmak üzere verilmesiyle başlamıştır” dedi. "Resmi hesaplardan yurtdışına gönderilmiş paraların olduğunu düşünüyorum" diyen Yıldız, “Bu paraların bir kısmı Ekrem İmamoğlu'nundur. Bu şahıs Fatih Keleş aracılığıyla Ekrem İmamoğlu ile toplantılar yapmış ve bu izinleri almıştır. Ekrem İmamoğlu döküm sahası alanındaki işlerin gayriresmi eşit ortağıdır” iddiasında bulundu.

yurt dışına kaçtı

Ekrem İmamoğlu’nun her fırsatta Murat Gülibrahimoğlu’nun çok becerikli ve çok yetenekli bir insan olduğunu ve önünün açılması gerektiğini söylediğini iddia eden Yıldız, “Bir gün Ekrem İmamoğlu birçok belediye bürokratının olduğun toplantıda Eyüp civarında taş ocaklarının şehir içinde kaldığını bunların buradan kaldırılmasını gerektiğini söyledi. Buradaki amacı taş ocaklarının tamamını işlevsiz bırakarak Murat Gülibrahimoğlu’nun tamamen tekelleşmesini sağlamaktı. İbrahim Bülbüllü bu operasyonunu Fatih Keleş adına parasal kontrol ve yönetimini sağlamaktaydı. Fatih Keleş ve Arif Gürkan'ın birliktelikleri Beylikdüzünden beri devam etmektedir. İbrahim Bülbüllü, Fatih Keleş, Arif Gürkan Alpay ve Murat Gülibrahimoğlu’nun özel jetle birçok yurt dışı seyahati olduğu yapılacak araştırmalar neticesinde de görülecektir. 2024 yılının sonlarında operasyon iddiaları çıkmaya başlanınca Murat Gülibrahimoğlu’nun elde ettikleri paraları kendi uhdesine geçirerek kaçacağı endişesiyle bu şahıstan paraların istendiğini duydum. Fakat Murat Gülibraihmoğlu’nun paraların büyük bir kısmını vermediğini duydum. Zaten 2025 yılı mart ayı gibi de kendisi yurt dışına kaçtı. Londra’da olduğunu duydum. Londra’da ciddi bir parası olduğunu bu paraların da yarısının Ekrem İmamoğlu'nun olduğunu tahmin ediyorum. Bu para tahminimce birkaç yüz milyon dolardır. Bu operasyonlar neticesinde belediye kamu çok ciddi zarara uğramıştır” dedi.

Tek tek hesap sorardı

"Fatih Keleş’in kardeşi Zafer Keleş, Fatih Keleş adına tahsilat işlerini yapmaktaydı. Ekrem İmamoğlu adına yapılan tahsilatlar Fatih Keleş de toplanmaktaydı" diyen Keleş, “Bu paralar genellikle Florya’da bulunan eski başkanlık konutu olan ve Fatih Keleş'in ofis olarak kullandığı yere getirilmekteydi. Operasyondan yaklaşık 7-8 ay önce Ekrem İmamoğlu birçok İBB bürokratına dinlendiğimizi ve takip edildiğimizi dikkatli olmamız gerektiğini söylemiştir. Ekrem İmamoğlu tüm parasal sistemi kendisi takip etmekte olup, bu sistemde nam hesabına çalışan kişilere tek tek hesap sorardı. Bu şahıslarda kendi adlarına zaman zaman küçük işler yapar, Ekrem İmamoğlu da buna göz yumardı” diye konuştu.

BENİM HİÇBİR DAHLİM YOK!

Yıldız, Capacity AVM adlı yerden rüşvet aldığı iddialarını reddederek, “Benim hiçbir dahilim bulunmamakla beraber söz konusu olay Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz bana burada taşıyıcı perdelerin kesilerek binanın deprem riskli hale geldiğini, buralarda otoparkların iptal edilerek dükkan yapıldığını söyledi. Bu şahısların benimle tanıştırmak istediğini söyleyerek Capacity AVM’nin temsilcisi mimar Sefer Kocabaş ve Mehmet İplikçioğlu'nu yanıma getirdi. Bu şahıslar bana konuyu anlattılar. Ben kendilerine bunun teknik bir konu olduğunu ve burada deprem riskinin olup olmadığını tespit edilerek güçlendirme yapılmasını gerektiğini söyledim. Kendileri bana statik bir problem olmadığını, her şeyin düzgün olduğunu söylediler. Ben burada insan hayatının söz konusu olduğunu söylediğimde içlerinden birisi ‘bir şekilde hallederiz’ dedi. Ben bunun üzerine sesimi yükselterek insan hayatının söz konusu olduğunu, başka bir şeyin düşünülemeyeceğini söyleyerek çıkıştım. Bu görüşmeden bir süre sonra belediye başkanının ve birçok belediye yöneticisi ile beraber resmi toplantı yapıldı. Bu toplantıya ben Süleyman Atik'i çağırdım. Buraya çağırma nedenim imar konularında teknik bilgisinin olması nedeniydi. Toplantıda statik rapor istenmesi, o rapora göre hareket edilmesi görüşü çıktı ve bu sorunun ilgili firma ile beraber çözülmesi kanaati hasıl oldu. AVM temsilcileriyle görüşmek için ise Ali Rıza Akyüz ve Süleyman Atik yetkilendirildi. Duyduğum kadarıyla aralarında birkaç görüşme olmuş. Akyüz ve Atik birkaç kez görüşme sağlamış ama görüşmelerin içeriğini bilmiyorum. Ben Ali Rıza'ya sorduğumda şahıslarla anlaşamadıklarını, üniversiteden rapor aldıklarını o rapora göre de işlem yapacaklarını söyledi. İşlem olarak da tebligat yapıp mühürleme işlemini uygulayacakların söyledi. Herhangi bir para cezasından bahsedilmedi. Mühürleme işlemi için yürütmeyi durdurma kararı alınması üzerinden belediye tarafından ceza kesildiğini öğrendim. Bu işlemlerde hiçbir dahlim yoktur. Kimin ne konuda ne istediğini bilmiyorum. Ancak ben hiçbir menfaat talebinde bulunmadım ve bu talep için hiçbir kimseyi göndermedim. Benim Bakırköy Belediyesi’nde hiçbir yetkim bulunmamaktadır” dedi. Başsavcılık, Yıldız’ın ifadesini etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için yeterli bulmadı. Yıldız, ifadesinin ardından tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’ne gönderildi. Yıldız, İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturmasında, Bakırköy’de bulunan Capacity adlı AVM’den 5 milyon avro rüşvet istediği iddiasıyla tutuklanmıştı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *