Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Reuters'a verdiği röportajda Türkiye ekonomisine ilişkin kapsamlı bir değerlendirmede bulundu. Şimşek şu ifadelere yer verdi: Uyguladığımız program sayesinde; dış kırılganlıklarımızı önemli ölçüde azalttık, şoklara karşı dayanıklılığımızı artırdık ve makro-finansal istikrarı güçlendirdik. Üstelik bu program, çoklu ve ardışık şoklar karşısında gerçek bir stres testinden geçerek başarısını kanıtladı. Artık kalıcı ve sürdürülebilir yüksek büyüme için sağlam bir zemine sahibiz, Türkiye ekonomisi pozitif bir döngüye girmiş durumda. 2025'in ilk çeyreğinde ekonomi %2 oranında ılımlı bir büyüme sergiledi. Yıllık bazda özel tüketim yavaşlarken, toplam yatırımlar büyümeye pozitif katkı sundu. Bu dönemde, hizmetler ve inşaat sektörleri güçlü seyrini korurken, sanayi üretimindeki daralma büyük ölçüde çalışma günü eksiğinden kaynaklandı. Çeyreklik bazda ise sıkı finansal koşulların etkisiyle yurt içi talep zayıfladı, dış denge tarafında iyileşme gözlendi.
Enflasyon tek haneye düşecek
Yıl sonuna ilişkin enflasyon tahminimizi koruyoruz; dezenflasyon süreci için gerekli koşullar büyük ölçüde devrede. Haziran 2024'te başlayan dezenflasyon süreci, 14 aydır kesintisiz devam ediyor. Temmuz'da yıllık enflasyon 44 ayın en düşük seviyesine gerileyerek %33.5 oldu. Gıda enflasyonu %28'e, temel mal enflasyonu %20.7'ye düştü. Hizmet enflasyonu ise üç yılı aşkın bir sürenin ardından ilk defa %50'nin altına indi. Çekirdek enflasyon göstergeleri, yıllık bazda tüm alt kalemlerde gerileme kaydederken, üretici fiyatlarındaki aylık artış yıl başından bu yana en düşük seviyede gerçekleşti. Tüm bu gelişmeler, dezenflasyon sürecinin hem kapsamlı hem de kalıcı nitelikte ilerlediğini teyit ediyor. Hizmet enflasyonundaki katılıkların azalması, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve maliye politikasının artan eşgüdümü dezenflasyon sürecine destek veriyor. Dışsal riskler bakımından ise mevcut tablo, daha temkinli bir iyimserliğe işaret ediyor.
Küresel ticaret kaynaklı riskler son dönemde görece azaldı. ABD tarafından uygulanan tarifeler bağlamında, ana ticaret ortaklarımızın ikili anlaşmaları ve uyguladıkları gümrük rejimleri hem fırsatlar hem de bazı zorluklar doğurabilir. Türkiye, ABD'nin 31 Temmuz 2025 tarihli Kararnamesinde en düşük tarife uygulanan ülkeler arasında yer alıyor. Bu durum başta Asya ve Latin Amerika ülkeleri olmak üzere çok sayıda ülkeye kıyasla ülkemize önemli bir avantaj yaratabilir. Jeopolitik gelişmelerin emtia fiyatları üzerinden enflasyon üzerindeki yansımalarını da yakından takip ediyoruz. Bu çerçevede, özellikle petrol fiyatlarındaki oynaklık belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor. Haziran ayında artan petrol fiyatları, yurt içi akaryakıt ve ulaştırma hizmetleri üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu. Temmuz'da ise fiyatların kısmen gerilemesiyle bu baskı daha sınırlı kaldı. Ancak kısa vadeli gevşemeye rağmen, petrolün yaklaşık 70 dolar civarında oluşan yeni denge seviyesi, jeopolitik gerilimler öncesine kıyasla daha yüksek bir düzeyde bulunuyor. Bu durum, enflasyon açısından yukarı yönlü risklerin halen canlı olduğunu gösteriyor.
Buna karşın; mevcut göstergeler ve görünüm, yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankası'nın tahmin aralığı içinde kalacağına işaret ediyor. “AA